Paylaş
Esas büyük resme bakın. Orada, Türkiye önce terör sorununu, sonra da Kürt sorununu çözmeye çalışıyor.
Şimdilik detaylardan özenle kaçınılıyor, çözüm yolu olarak hükümet de Abdullah Öcalan da ‘Demokratikleşme’yi gösteriyor.
O zaman ben de şimdilik detaylardan kaçınıp genel şeyler söyleyeyim önce.
PKK sorunu kabaca dört aşamada çözülecek:
1- Her şey iyi giderse halen yaşanan fiili ateşkes/eylemsizlik hali resmileşecek önce.
2- Ardından PKK silahlı güçleri Türkiye dışına çıkacak.
3- İşler hala iyi gitmeye devam ediyorsa o silahlı güçler silahlarını bırakacaklar, ufak ufak dağdan inişler, Mahmur’dan, Avrupa’dan dönüşler başlayacak.
4- Son aşama silahların imhası ve PKK’nın bütün siyasi unsurları, lider/komutan kadrosu ve Abdullah Öcalan’la birlikte topluma karışması, istiyorlarsa siyasi mücadele sürdürmeleri...
Bu dört aşamayla birlikte Türkiye’nin eş zamanlı yapması gereken bazı asgari şeyler var.
- Mesela, Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası’ndan ‘Bölücü siyaset yapma yasağı’nın çıkarılması, bununla paralel düzenlemelerin ceza kanununda da yapılması.
- Mesela, Anayasada düzenleme yapılıp merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki ‘vesayet denetimi’nin ya tamamen kaldırılması ya da hafifletilmesi. Benzer bir işin İl İdaresi Kanunu’nda da yapılması.
- Mesela yerel yönetimlerin yetkilerinin genişletilmesi, trafik, toplumsal olayların kontrolu gibi bazı temel polis yetkilerinin belediye polisine devredilmesi, belediye meclislerine kendi yetki alanlarında bazı belediye vergileri koyma veya kaldırma yetkilerinin verilmesi, okul ve hastanelerin yönetimlerinin belediyelere devri gibi şeylerin yapılması.
- Mesela, bazı derslerin (Temel Kürtçe, Kürt Dili ve Edebiyatı, Coğrafya, Tarih, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi gibi) Kürt dilinde seçmeli olarak yapılacağının yasal güvenceye bağlanması.
- Mesela, Bulgaristan veya Güney Afrika’daki gibi barış ve yüzleşme komisyonlarının kurulması, bunların tabi olacakları kuralların belirlenmesi ve sonra da bu komisyonların çalışmaya başlaması.
- Mesela bu komisyonlara gelip onun kurallarına tabi olma karşılığında genel af ve sicil affı ilan edilmesi.
* * *
Bunlar sayabildiklerimin bazıları. Tam bir döküm ve içerik çıkarmaya kalksam bu köşenin sınırları yetmez.
Bu saydıklarım, biz bir yandan PKK sorununu çözerken gündeme gelmek, PKK sorununun çözümüyle Kürt sorununun çözümünü eş zamanlı kılmak zorunda.
Bunların hepsinin gündeme geleceği yer de belli: Türkiye Büyük Millet Meclisi.
O yüzden sembolik önemdeki şeylere değil, bu dediğim değişikliklerin gündeme gelip gelmeyeceğine, onlar gündeme geldiğinde kimin ne yönde tutum belirleyeceğine bakmak gerekir bence.
Dediğim gibi, iktidar için de, muhalefet partileri için de gerçekle yüzleşme anı nasıl olsa gelecek.
Bakalım o gün geldiğinde kim ne yapacak?
Vatandaşlık maddesine bu kadar takılmayın
Bazılarında şu beklenti var: Anayasadaki vatandaşlık maddesi çözülürse sorun da çözülecek.
Hayır, vatandaşlık maddesinin kendisini Türk hissetmeyenleri incitmeyecek, onlara istemedikleri bir kimliği vermeyecek biçimde yazılması elbette önemli ama en önemli mesele değil. Sonuçta bu kağıt üzerinde yazılı bir şey.
Önemli olan Anayasanın bir bütün olarak ideoloji ve etnik önceliklendirme taşımaması, yani hem ideolojik olarak hem de etnik olarak kör olması, nötr olması.
Devlet ideolojisinden ve devlet etnisitesi ile devlet dininden (sünnilik) Anayasa düzeyinde kurtulur, bunları gündelik hayata ve siyasetin alanına bırakırsak, önemli bir fikri sıçrama yapmış olacağız. Hepsi o kadar.
Yoksa Kürt sorunu Anayasada yazılı bir maddeden ibaret değil.
Paylaş