Paylaş
Bu sohbetle ilgili haberimi önceki gün Hürriyet’te okudunuzsa, haberin içinde geçen “Başbakan’ın anlatımları sık sık ‘Aman bunu yazmayın’ uyarılarıyla geçtiği için maalesef elimde bütünlüklü bir söyleşi gibi yazılabilecek materyal yok. O yüzden izlenim gibi yazıyorum, ancak yazılabilen bölümleri” paragrafı dikkatinizi çekmiş olmalı.
Başbakan uçakta bize ‘Yazmayın’ dediği bilgilerden bir bölümünü ertesi gün Dolmabahçe’deki Başbakanlık binasında yapılan Akil İnsanlar toplantısının basına kapalı bölümünde söyledi. Bunu, kendisi de bir ‘Akil İnsan’ olan Yıldıray Oğur’un pazartesi günü Türkiye gazetesinde çıkan yazısından anlıyorum.
Bunların artık yazılmış olmasından hareketle ben de Başbakan’ın aktardığı ve çözüm süreci, Kobani direnişi ve 6-7 Ekim’de meydana gelen, 40’a yakın vatandaşımızın öldüğü olaylar bağlamındaki takvimi bugün yazmak istiyorum.
Aşağıda yazacağım cümleler kelime kelime Başbakan’ın ağzından çıktığı haliyle değil benim özetlemelerimdir ama bilgilerin tamamı Başbakan tarafından verilen bilgilerdir. Bazı günlere ilişkin bilgiler ise doğrudan arşiv bilgisidir:
1 Eylül: Başbakan hükümet programını okur.
3 Eylül: Hükümet, çözüm süreci için bir ‘yol haritası’ çıkarıyor, bu harita aynı gün Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan tarafından İmralı’da Abdullah Öcalan’a götürülüyor, Öcalan yol haritasına tam mutabakatını bildiriyor.
7 Eylül: Bir HDP heyeti İmralı’da Öcalan ile görüşüyor; Öcalan’dan yol haritasına tam mutabakat verdiğine dair teyit alıyor.
8 Eylül: HDP heyeti, yani Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, Öcalan’ın teyidini de duyurmak için Kandil’e gidiyor.
10 Eylül: Kandil’den dönen HDP heyeti Başbakan Davutoğlu ile görüşüyor. Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, Kandil’in de yol haritasına onay verdiğini söylüyor. Başbakan bunun üzerine, ‘Biz bunların hepsini yaparız ama özellikle Diyarbakır ve Batman çevresinde kamu düzenini bozan şeyler yaşanıyor, bunların da sona ermesi lazım’ diyor. Önder ve Buldan, ‘Kandil’le konuştuk, her şey değişecek, en geç
15 Ekim’e kadar bu olayların hepsi sona erecek’ diyor. (Başbakan’ın ‘kamu düzenini bozan olaylar’ dediği şeyler, PKK’lıların haraç almaya, insan tehdit etmeye devam etmesi, örgütün mahkemeler kurması, cezalar kesmesi vs olaylar dahil her şey.)
14 Eylül: IŞİD Kobani’ye saldırılarını başlatıyor, kısa sürede kasabanın etrafındaki köyleri ele geçiriyor, köylerdeki nüfus önce kasaba merkezine sığınıyor.
19 Eylül: Kobani’den kaçanlar Türkiye sınırına dayanıyor, içeri girmek istiyor. Hükümetin içeri girişlere izin vermesi saatler sürüyor, sınırda birikenler 25 bin kişiye çıkıyor. Sonunda sınır açılıyor, mülteciler gelmeye başlıyor.
20-21 Eylül: Kobani’den Türkiye’ye kaçanların sayısının 130 bini geçtiği açıklanıyor. Aynı gün gerek HDP ve gerekse Kandil’den ‘Kobani düşerse çözüm süreci biter’ açıklamaları geliyor. Hükümet tarafından da çözüm süreciyle Kobani’de yaşananların birbiriyle ilgisiz şeyler olduğuna dair açıklamalar başlıyor.
22 Eylül: Öcalan’ın avukatı Mazlum Dinç İmralı’ya gidiyor, çıkışta Öcalan’ın ‘Devlet bizi oyalıyor, bir an önce müzakereye geçilmeli’ dediğini duyuruyor. Aynı gün Türkiye-Kobani sınırındaki olaylarda HDP milletvekili Pervin Buldan’ı jandarmaya taş atarken gösteren bir fotoğraf manşetlere tırmanıyor. Yine aynı gün Kandil’den açıklama yapan Murat Karayılan, ‘Çözüm süreci bitti’ diyor.
23 Eylül: Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, HDP’li Önder ve Buldan’ı kabul ediyor, süreçteki son durum konuşuluyor, HDP’liler yeniden İmralı’ya gitmek istiyor.
26 Eylül: HDP’nin görüşmeci heyeti sürecin geleceğine ilişkin yeni bir açıklama yapıyor: “Türkiye’nin Rojava politikası ve çözüm sürecine yansımaları, sekretarya ve izleme heyeti başta olmak üzere müzakere mekanizmalarının kurulması, yol haritasının taraflar arasında ortaklaşması, son haftalarda kitlesel demokratik gösterilere yönelik güvenlik güçleri tarafından yapılan orantısız müdahaleler ve asayiş uygulamalarının ortaya çıkardığı sorunlar.”
1 Ekim: Başbakan Davutoğlu, HDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ı ilk kez Başbakanlık’ta kabul ediyor. Görüşme çıkışı Demirtaş, “IŞİD’in bölgeden atılması için yapılması gerekenler konuşuldu. Başbakan’ın bu konudaki tutumu olumludur. Kobanililere sınırların açılması konusunda Başbakan’a teşekkürlerimizi ilettik. Kısa süre içinde sınırların açılması önemlidir. Daha fazla diyalog içinde olunması gerektiğini ifade ettik. Tezkere konusunda eleştirilerimizi ilettik” diyor. Başbakan’ın bize uçakta verdiği bilgiye göre Demirtaş bu görüşmede sürecin devamına ilişkin ve kamu düzeninin bozulmayacağına dair sözler de veriyor.
6 Ekim: Kobani için Kürtler sokağa dökülüyor, Türkiye yangın yerine dönüyor, 40’a yakın vatandaşımızın öldüğü olaylar başlıyor.
Türkiye Kobani için ne yaptı?
YİNE Başbakan’ın uçakta anlattığı ama ‘Yazmayın’ dediği bilgilerin bir kısmını Yıldıray Oğur, Akil İnsanlar toplantısında anlatıldığı haliyle yazdı. Bu bilgiler Türkiye’nin Kobani’de yaşanan savaşta yardımcı olup olmadığına ilişkindi.
PYD başkanı Salih Müslim’e, Suriye muhalefetiyle işbirliğine gitmesi ve Esad rejimiyle bağını koparması halinde her türlü yardımın yapılacağı söyleniyor.
PYD’den Özgür Suriye Ordusu’nun Kobani’ye gelmesine izin vermesi isteniyor, hayır cevabı alınıyor. Peşmergenin gelmesi için Türkiye yardım edeceğini söylüyor, ‘Hayır’ cevabı veriliyor. Türk ordusunun girmesini zaten istemiyorlar. Bu durumda askeri seçenek kalmıyor.
Ancak Amerika’nın bastırmasıyla ve Türkiye’nin işbirliğiyle peşmergenin Kobani’ye geçişine PYD sonunda izin verdi, yine Kobani’ye antitank silahları ulaştırıldı.
Bu arada Türkiye’ye geçmiş olan PYD’lilerden pek azının Kobani’ye dönmek istediği bilgisi de Başbakan tarafından söylendi.
*
Bunlar Başbakan açısından son bir buçuk ayın gün gün anlatımı; HDP cephesi de benzer bir takvim hazırlar, olan biteni kendi açılarından yazarlarsa bu köşe onlara da açık. Önemli olan gerçeğe ulaşmak.
Paylaş