Paylaş
Mevcut Anayasa’daki arızalı kuvvetler ayrılığını düzeltmek için bize bir şey söylüyor mu?” diye sormuştum.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu nezaket gösterip aradı, “Elbette söylüyoruz, kapsamlı bir hazırlık yürütüyoruz” dedi. Ardından da parti adına yeni anayasa hazırlıklarını koordine eden Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan bir bilgi notuyla CHP tarafından hazırlanmakta olan, haftaya yapılacak bir dar çalıştayla son hali verilip yazım aşamasına geçilecek olan anayasa hazırlıklarını anlattı.
Tezcan’a göre, CHP yeni anayasa arayışını Türkiye açısından ‘öncelikli’ değil ama ‘önemli’ bir sorun alanı olarak görüyor.
‘PATRONLU REJİM’
“İki nedenle önemli” diyor Tezcan, “Birincisi AKP’nin hükümet sistemi ekseninde demokratik rejimi Anayasa üzerinden tartışmaya açması. Yarı, eksik, yetersiz demokrasimizi iyileştirme yerine, başkanlık rejimi adı altında ‘patronlu bir rejime’ bir tür diktatörlüğe taşıma çabası. Bu nedenle anayasa tartışmalarını gündemin önüne çekiyor. İkincisi kuvvetler ayrılığına dayalı, denge ve denetim mekanizmaları çalışan, yargı bağımsızlığını sağlayacak bir demokrasi için anayasal düzenlemelere ihtiyaç olduğu gerçeği.”
Bu köşeyi sürekli izleyenler hatırlayacak, hazırlanacak anayasaya konacak yönetim biçiminin başkanlık mı parlamenter sistem mi olacağını tartışmazdan önce Türkiye’de kuvvetler ayrılığını konuşmamız gerektiğini, rejime demokratik karakteri veren ana anayasal unsurun bu olduğunu sürekli söylüyorum.
Geçmişte AK Parti adına eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da sürekli bu vurguyu yapıyor, yeni anayasada en önce kuvvetler ayrılığı düzenini tam oturtmak, onun üzerine de partisinin görüşü olan başkanlık sistemini yerleştirmek gerektiğini söylüyordu.
Ben de AK Parti’nin bu açıklamalarından hareketle, “CHP mevcut Anayasa’daki kuvvetler ayrılığı ve denge-denetim mekanizmalarından çok mu memnun” diye soruyordum.
KUVVETLER AYRILIĞI GÜÇLENECEK
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, gönderdiği bilgi notunda tam da bu noktaya değiniyor:
“Anayasa’nın tümünü ele alıp yeniden hazırlayacak, ancak ilk dört maddeye dokunmayacağız. Denge ve denetleme mekanizmaları kurumsal olarak oluşturulmuş, kuvvetler ayrılığına dayalı bir anayasa yapılacak. Etkin yasama ve denetim faaliyetlerine imkân tanıyan güçlü bir Meclis olacak.
Cumhurbaşkanının yetkileri saf parlamenter sisteme uygun şekilde sınırlanacak. Yetki ve sorumluluk dengesi kurulacak. Yetki tecavüzlerini önleyecek anayasal kurumlar yer alacak. Hükümet sistemi olarak parlamenter sistem esas alınacak, onu bozan yapılar kaldırılacak. Gerçek anlamda tarafsız ve bağımsızlık esasına göre düzenlenecek olan yargı, denge denetleme mekanizmasında etkin bir yere oturtulacak.”
Tezcan’ın dile getirdiği bu teorik çerçevenin içi büyük olasılıkla haftaya yapılacak toplantıdan sonra iyice dolacak; önümüzdeki dönemde CHP yazdığı yeni anayasayı kamuoyunun tartışmasına açacak.
YAZIN ANAYASA TARTIŞACAĞIZ
Biliyorsunuz AK Parti de bir anayasa hazırlıyor ve eğer Ahmet Davutoğlu döneminde söylenenler hâlâ geçerliyse parti bu taslağını yazın kamuoyuna açıklayacak ve tartıştıracak, sonbaharda ise Meclis’e bir teklif olarak getirecek.
CHP’nin ilk dört maddesi hariç hazırladığı yeni anayasayı teklif olarak Meclis’e sunup sunmama konusunda henüz bir karara varmadığı anlaşılıyor; ama eğer onlar da hazırlıklarını Bülent Tezcan’ın söylediği gibi tamamlar, kendi tekliflerini kamuoyuna açıklarlarsa bu yaz ilginç ve önemli bir demokratik tartışma ortamımız olabilir. İki partinin iki ayrı anayasa taslağı aynı anda konuşulabilir.
Tabii bir şartla: AK Parti’nin topyekûn bir anayasa yerine sadece partili cumhurbaşkanlığı öneren bir düzenlemeyi kısa sürede Meclis’e getirmesi halinde bu anayasa tartışmasını yapamayız, onun yerine MHP’li milletvekillerinin erken genel seçim ihtimalinden korkup bu anayasa değişikliğine oy verip vermeyeceklerine dair bir papatya falı açmaya, sonbaharda seçim veya referandum seçeneklerinden birini konuşmaya başlarız.
Ancak AK Parti’nin tek başına partili cumhurbaşkanlığı önermesi halinde bile CHP’nin bu anayasa hazırlığını duyurması ve açıklaması önemli olacak, artık CHP’ye “Peki sen ne öneriyorsun” diye sorulamayacak.
Paylaş