Bugün bu gömleği giyeceğine kim karar verdi?

BUGÜNKÜ bütün Batı uygarlığının, bütün uzantılarıyla birlikte ‘modernizm’ felsefesinin kökeninde yer alan ana varsayımı aradığımızda bir yarı kutsal kavramla karşılaşırız: Özgür irade.

Haberin Devamı

İnsanın özgür iradesi gerçekten var mıdır, yoksa bu bir inanç mıdır?

 

Bu soruyu soran, cevap arayan, cevabı olduğunu düşünüp iddialı çıkarımlarda bulunan, soruyu sorup sonra usulca etrafında dolaşan belki yüzlerce kitap ve binlerce makale var.

 

Konuyu tartışanlar arasında Noam Chomsky de var; Immanuel Kant da.

 

Varsayıma göre, bizler özgür irade sahibi bireyleriz ve kendi seçimlerimizi kendi bilincimizle yaparız.

 

Kant, meşhur çığır açan makalesine başlık olarak Latince bir şiirden alınma ‘Sapere aude’yi seçerken bunu kastediyordu: Düşünmeye cesaret et, kendin olmaya cesaret et.

 

Haberin Devamı

KARARLAR ÖNCEDEN

 

Ama derken bilim ve tıbbi görüntüleme teknolojileri ilerledi; birilerinin aklına beynimizin kararları nasıl verdiğini araştırmak geldi. O meşhur deneyin sonunda öğrendik ki, biz bir şeyi (mesela siyah ile beyazdan birini) seçmeye karar vermezden bir süre önce beynimiz bizim adımıza bu kararı vermiş oluyordu.

 

Bu deneyden hareketle, özgür iradenin bir yanılsama olduğu söylendi; bugün bile söyleniyor. Daha biraz önce, Scientific American dergisinde bu konuda son iki aydır devam eden bir polemiğin son yazısını okudum.

 

Bazı felsefeci ve bilimciler özgür iradenin var olduğunu söylüyor; bazıları ise olmadığını. Bu tartışmadaki pozisyonlarını kendi özgür iradeleriyle seçtiklerini mi varsaymalıyız, bilemedim.

 

Şakası bir yana, tartışma son derece önemli.

 

BİREY DEĞİL SÜRÜ MÜYÜZ?

 

Bundan bir yıl kadar önce Amerika Boston’daki meşhur MIT’den bir grup tarafından yapılmış bir araştırmanın sonuçları ortaya çıktı. Dünya çapında yüz binlerce insanın alışveriş ve akıllı telefon kullanma alışkanlıklarından yola çıkan araştırmaya göre biz insanlar aslında sürüler halinde hareket ediyorduk.

 

Haberin Devamı

Bir veya birkaç lider ortaya çıkıyor, herhangi bir konuda binlerce, bazen milyonlarca insanı arkasından sürüklüyordu.

 

Bir anda etrafınızı saran ‘hipster sakalları’nı düşünün? Bizim mahalledeki otopark kâhyası delikanlı ile genç ve zengin işadamını aynı sakalda buluşturan aynı sürü davranışı.

 

Kendi yüzümüzle ilgili bir kararı bile kendimiz vermiyorken bugün üstünüze giydiğiniz gömleği veya giysiyi kendi özgür iradenizle giydiğinizi iddia edebilir misiniz?

 

BEYNİN OTOMATİK PİLOTU

 

Ünlü nörolog David Eagleman’ın kitabında anlattığı bir başka ünlü deney var: Katılımcılardan hayali bir direksiyonu tutup otomobil kullandıklarını düşünmeleri istenmiş; sonra da onlara şerit değiştirmeleri söylenmiş. Gerçekten otomobil kullanıyor ve trafikte olsalar, deney sırasında yaptıkları direksiyon hareketiyle kesin yol dışına uçacakları hesaplanmış.

 

Haberin Devamı

Yani tersten gidelim: Otomobil kullanırken bu işi bilincimizle, düşünüp taşınarak yapmıyoruz, bilinçdışındaki otomatik hareketlerimize bırakıyoruz.

 

Hafta sonu Fransa Açık Tenis’te final var. Finalde tenisçilerin, kendilerine doğru saatte 150 kilometre hızla gelen topu görüp kafadan hesap yapıp sonra topu karşıladıklarını mı düşünüyorsunuz? Hayır hiç de öyle olmuyor; o seviyedeki tenisçi topları otomatiğe bağlanmış hareketlerle karşılıyor, düşünmeye kalksa tepki verene kadar sayıyı kaybeder.

 

Kendi kendinize şu basit deneyi yapın: Nefes alıp verdiğinizi düşünün; bir süre sonra yapamayacaksınız.

 

CİNAYETİ KİM İŞLEDİ?

 

Ama öte yandan her şeyimizi de bu otomatik pilotta yapmıyoruz; bilincimizin, düşünüp taşınarak, ölçüp tartarak yaptığımız şeylerin de geniş bir yeri var hayatımızda.

 

Haberin Devamı

Zaten temel yanılsamayı da bu yaratıyor: Sanıyoruz ki o bilincimiz, yani düşünüp taşınan yanımız her şeyi yapıyor. Hayır yapmıyor; hatta beynimizin yerine getirdiği işlevlerin küçük bir yüzdesi ancak bilinç seviyesinde.

 

Öte yandan, o düşünüp taşınıp kendi bilincimizle yaptığımızı sandığımız şeyleri de, tamamen dışsal faktörlerin etkisiyle veya bazı minik kimyasal oynamalar yüzünden yaptığımıza dair ciddi bir şüpheden söz ediyor bu özgür irade tartışması işte.

 

Özgür irademiz yoksa cinayeti kim işledi? Özgür irademiz yoksa, davranışlarımızdan hâlâ biz mi sorumluyuz?

 

Eğlenceli bir tartışma.

Yazarın Tüm Yazıları