Paylaş
Adem ile Havva cennetten kovulur, dünyaya gelirler ve biz de onların çocuklarıyız.
Bundan üç gün önce, 25 Mart 2015’te saygın bilim dergisi Nature Genetics’te yayınlanan bir makalenin yazarları kutsal kitaplardaki değil ama bu dünyadaki ‘Adem’ ile ‘Havva’nın peşine düşmüşler.
Daha önce dünya çapında yapılan genetik araştırmalarda İzlanda ilginç bir örnek olarak karşımıza çıkmıştı. Adada insan hayatı Vikinglerin göçüyle başlamıştı ve günümüzde yapılan araştırmalara göre ada halkı, genetik karışma anlamında dünyadaki en ‘saf’ halktı; adaya dışarıdan gen neredeyse girmemişti. Yani bugün adada yaşayanlar bin küsur yıl önce, 874 yılı civarında adaya göç edenlerin çocuklarıydı hâlâ.
Aynı araştırma saflık iddiasındaki Yahudilerin veya bir zamanlar saf ırk yetiştirmeye çalışıp milyonlarca Yahudi’yi öldürmüş olan Almanların veya biz Türklerin gen havuzumuzun ne kadar karışık olduğunu da ortaya çıkarmıştı. Irkçılığın hiçbir bilimsel temeli yoktu; dünyada birbiriyle karışmamış veya çok az karışmış sayılı halk vardı, bunlardan biri de İzlandalılardı.
DeCODE Genetics adlı şirket, İzlandalı 753 erkeğin genetik geçmişini araştırarak işe başladı. Erkeği erkek yapan Y kromozomunu geçmişe doğru götürdüklerinde, teorik olarak dünyadaki bütün erkeklerin atası, yani teorik ‘Adem’in aşağı yukarı hangi tarihlerde yaşadığını bulacaklarına inanıyorlardı. Bu amaçla bazı varsayımlar altında, ‘Adem Baba’mızın 174 bin ile 321 bin yıl önce, kabaca 200-250 bin yıl önce yaşadığını saptadılar.
Bu yeni bir iddia, çünkü daha önce aynı konuda yapılan hesaba göre 50 bin yıl daha erken bir tarihte yaşamış olmalı bugünün bütün erkeklerinin atası olan Y kromozomuna sahip ‘Adem Baba’.
Peki ya teorik ‘Havva Ana’mız? DeCODE Genetics onun da izini sürüyor ve ‘Havva’nın da 200 bin yıl kadar önce yaşadığını hesaplıyor.
Kafanız karıştı değil mi, ‘Adem’ binlerce yıl yalnız mı dolaştı, Havva yokken kendi türünü nasıl sürdürdü?
Biraz daha karıştırayım kafanızı: ‘Adem’ ile ‘Havva’nın birer birey olarak birbirleriyle hiç karşılaşmamış olma ihtimalleri hayli yüksek.
E madem karşılaşmadılar bile nasıl çocuk yaptılar?
Diyorum ya, ‘teorik’ bir Adem ile teorik bir Havva’dan söz ediyoruz.
Erkeklerdeki Y kromozomu ile kadınları ortak bir ataya götüren mitokondria üzerinde yapılan bir çalışma bu. Ve çeşitli varsayımlar kullanarak tarihi geriye doğru götürüyor.
Kaldı ki, bilimciler Evrim Teorisi ışığında bakıyorlar buna ve o ‘Adem’ ile ‘Havva’nın Adem ve Havva olarak gökten düştüklerini varsaymıyor, onların evrimleşerek bizim bugünkü DNA’mıza ulaştıklarını söylüyorlar.
Yani aranan şey modern insanın DNA’sının kendi evrimleşmesini ne zaman bugünkü haline getirdiği, yoksa birer birey olarak Adem ile Havva değil.
Ölçütümüz bugünkü modern insansa, önce erkek, yani Adem ortaya çıktı; modern kadın DNA’sı daha sonra evrimleşti bu araştırmaya göre.
Belki de günümüz kadınının erkeğe göre daha mükemmel olmasını buna borçluyuz; insanın daha yeni ve daha iyi bir versiyonu kadın!
Not: Meraklısı araştırmanın tamamına şu internet adresinden ulaşabilir: http://www.nature.com/ng/journal/vaop/ncurrent/full/ng.3171.html
Paylaş