Paylaş
Yaklaşık üç ay kadar önce zeytinyağı sektörünün ‘akil adamları’ndan biri olarak kabul edilen Ayhan Baran ile yaptığım görüşmeyi Hürriyet Ege’de okumuştunuz... Kristal Zeytinyağları’nın yöneticisi Ayhan Baran, “Artık yeter” diyordu, “Bu böyle gitmez, zeytinyağı sektöründeki bitmez tükenmez tartışma ve atışmaların sonu gelmeli!” Baran, başka bir ifadeyle insanlık tarihinde sonsuz barışın simgesi zeytin dalını herkese uzatıyor ve sektör temsilcilerini büyük uzlaşmaya davet ediyordu. Şimdi ise aynı sıcaklık ve samimi tavır içinde benzer bir çağrı da Akhisarlı üretici Mustafa Alhat’tan geldi. Aynı zamanda Zeytindostu Derneği’nin başkanlığını yürüten Mustafa Alhat ile yeni uzlaşma çağrısını konuştuk.
Büyük çaba harcadık
Zeytindostu Derneği, zeytin ve zeytinyağı camiasında faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşu. “Zeytin ve İhracat” konulu toplantılardan “Zeytinyağı Tadım Seminerleri”ne kadar birçok etkinliği gerçekleştiren Derneğin Başkanı Mustafa Alhat, “Altı yıldır Zeytindostu Derneği üst düzey yöneticisiyim. Bugüne kadar inanılmaz çaba harcadık, dergiler çıkardık, eğitim çalışmaları yaptık, fuarlar, sergiler ve yarışmalar düzenledik. Etkinliklerimizi bütün Türkiye’ye yaymak için büyük mücadele verdik. Dernekleri bilirsiniz, doğru dürüst bütçemiz de yok, her masrafı inanın cebimizden harcıyoruz. Ben şahsen madalya falan beklemiyorum ama dernek olarak, zeytin ve zeytinyağı gönüllüsü olarak çok ciddi tanıtım katkıları yaptığımıza yürekten inanıyorum” diyor.
Bu arada hemen not edelim ki, Akhisar bölgesinin önemli üretici ve ihracatçı ailelerinden biri olan Alhatoğlu ailesinin üyesi Mustafa Alhat son dönemde çok ciddi bir hastalık geçirdi. Geçtiğimiz günlerde bir operasyon daha yaşayan Alhatoğlu’nun yaklaşık iki yıl süren tedavisi de böylece tamamlanmış oldu. Bu arada önceleri biraz hırçın tavırlarıyla tanıdığımız Alhatoğlu, şimdilerde daha farklı bir portre çiziyor. “Ben sadece itiraz edeceğim farklı düşündüğüm konularda çıkış yaparım” ifadesinde bulunan Alhatoğlu, “Bundan böyle dillendireceğim fikirler yine alışılmışın dışında ezber bozan ve yenilikçi olacak ama üslubum eskisinden farklı olarak kesinlikle saygı çerçevesi içinde kalacak. Nasıl ki bir araba bir yere takılır da gaza basmaya rağmen patinaj yapar, işte iç hesaplaşmamda bunu fark ettim. Bir yere varmayan işlerin içine saplanıp kalarak harcayacak kadar fazla vaktim yoktu. Tabii beni etkileyen en önemli husus hastalığımı öğrenen aynı görüşten olalım olmayalım herkesten çok büyük destek görmüş olmamdı. Fırsat bulmuşken teşekkür edeyim. Özellikle Ali Nedim Güreli, Metin Ölken, Kadri Gündeş, Hakan Özdolgun, Yahya Laleli ve diğer dostlarım tedavi süresince hiç yanımdan ayrılmadılar. Onların yeri ayrı ama yıllarca acımasızca eleştirdiğim Cahit Çetin ile yaptığımız o duygusal konuşmaları ömrüm boyunca unutamayacağım. Tabii Mustafa Tan ve Murat Narin’i de” diye konuşuyor.
BARAN’I DESTEKLİYOR
Alhatoğlu, zeytinyağı sektöründe bir masaya oturmanın zamanının çoktan geldiğini vurgularken şunları söylüyor; “Ama asıl ilginç olay şu; bizim yazışma gruplarını biliyorsunuz. Bir ara iş öyle hale geldi ki resmen hakaretler başladı. Şimdi ismini söylemeyeyim bir arkadaş gece 12’den sonra yazdığı mesajlarda kantarın topuzunu kaçırdı hatta bana şerefsiz falan dedi. Yeri yurdu belli, kendisi bir tıp doktoru. Kalktım çalıştığı hastaneye gittim. Beni çok iyi karşıladı, gel otur konuşalım dedi. Sohbet esnasında öksürmemi ciddiye alıp film çekmek istedi ve en önemlisi hastalığıma teşhis koydu, adeta hayatımı kurtardı. Şimdi de iyi dost olduk. Yani anlatmak istediğim iyiliğin nereden geleceği belli olmaz, gönül gözümüzü kapatmayalım, diyalog kapılarını hep aralık bırakalım. Mutlak doğru diye bir şey yok. Toparlayacak olursak ben bundan sonra sektörde diyalog ortamının kurulmasına ve bozulmamasına kendimi adadım. Herkesten ricam şu; her konuda aynı fikirde olamayabiliriz ama oturup konuşabiliriz. Ve bunu mutlaka yapmalıyız. Bu çerçevede Baran’ın yaptığı işbirliği çağrısını çok önemsiyor ve destekliyorum. Bir an önce somut adımların atılmasını bekliyorum.”
Paylaş