Paylaş
DAHA önce de yazmıştım... Türkiye, dünya çekirdeksiz kuru üzüm üretim ve ihracatında birinci sırada yer alıyor ve üretilen çekirdeksiz kuru üzümün yüzde 90’ı ihraç ediliyor. Sonuç olarak, yaş ve kuru üzüm ihracatından da her yıl yaklaşık 700 milyon dolar civarında gelir sağlanıyor. Ancak çok önemli bir sorun var... Bu güzelim meyveyi halkımız yeterince tüketmiyor. Peki, ne yapmalı? AK Parti Manisa Milletvekili Dr. Muzaffer Yurttaş ve Tariş Üzüm Birliği Başkanı Ali Rıza Türker ile yurtiçi tüketimin nasıl artırılabileceğini konuştuk.
ÜZÜMLÜ EKMEK
Dr. Muzaffer Yurttaş, “Ülkemizde üretilen çekirdeksiz kuru üzümün ancak yüzde 15-20’si yurt içinde tüketiliyor. Biz bu duruma itiraz ediyoruz. Hem kuru üzüm üretiminde dünyada ilk sırada yer alacaksınız hem de kişi başına yılda 250 gram kuru üzüm yiyeceksiniz. Oysa İngiltere’de yılda kişi başına 1-1.5 kilogram, Almanya’da ise kişi başına 1.7-1.8 kilogram kuru üzüm tüketimi yapılıyor. O kadar ki Avrupa ülkelerinde kuru üzümün çoğunluğu keklerin, ekmeklerin içlerine konularak tüketiliyor. Yani Avrupalı, ‘sarı altın’ın gıda olarak değerini bizden çok daha iyi biliyor. Ama bizler de boş durmuyoruz, halkımızın daha fazla üzüm tüketmesi için sürekli proje geliştirmeye çalışıyoruz. Söz gelimi Alaşehir Ticaret ve Sanayi Odası ve KOSGEB ile birlikte yürütülen proje sayesinde THY’de 1 milyon yolcuya 25 gramlık paketler halinde tanıtım amaçlı üzüm dağıtıldı ve üzümün tanıtımı konusunda katkı sağlandı. Önümüzdeki dönemde elbirliği ile ‘Üzüm Tanıtım Grubu’ kurulması ve çalışmaların tek çatı altında sürdürülmesi çok yararlı olacak. Böylece hem yurtiçi hem yurtdışı tanıtım sağlanacak ve üzüm tüketimine katkı sağlanacak diye düşünüyoruz” diyor.
MANİSA TARZANI
Yurttaş, “Gerek üzüm tüketimini artırmak ve tanıtıma katkı sağlamak gerek insanımızın sağlıklı beslenmesine vesile olmak için üzümlü ekmek projemizi geliştirdik. Önce Alaşehir Yenikent Unlu Mamulleri, üzümlü ekmeği üretti. Sonra Manisa’da Başak Unlu Mamulleri, Salihli’de ise Dakik Unlu Mamulleri üzümlü ekmek üretimini gerçekleştirdi. Amacımız, Manisa’nın tüm ilçelerinde ve diğer illerimizde de en az birer fırında üzümlü ekmek üretimini teşvik etmek. Bu konuda bize destek veren herkese teşekkürü borç biliyorum. İnanın üzümün sağlığa faydaları saymakla bitmez. Üzüm tam anlamıyla bir sağlık deposu. Ne yazık ki bu konuda vatandaşımız yeterli bilgiye sahip değil. Üzüm tek başına bir eczanedir. Manisa Tarzanı bile güç ve enerjisini üzüme borçludur!” diye konuşuyor.
HER GÜN BİR AVUÇ
Ali Rıza Türker ise ‘sarı altın’ için şunları söylüyor: “Üzüm, karaciğer hastalıkları ve kansızlığın tedavisinde etkili bir besin maddesi. İçerdiği resveratrol maddesi sayesinde antioksidan ve antikanserojen özelliği var. Beynin en önemli enerji kaynağıdır. Anne sütünü
artırıcı etkisi sayesinde emziren annelerin mutlaka yemeleri gerekir. Üzüm pekmezi kansızlık çekenlerin en büyük yardımcısıdır. Aslında tüm okullarda çocukların beslenme çantasında üzüm yer almalı. Taşıması ve yemesi kolaydır. Tam buğday ekmeğinin içerisine kuru üzüm ilave edilmelidir. Üretilen keklerin içinde mutlaka üzüm bulunmalıdır. Ayrıca, sporculara ve ağır işçilere her sabah bir avuç kuru üzüm verilmelidir. Özellikle üzümlü ekmek konusunda Manisa esnafı özel bir program uygulamalı. Her yerin bir şeyi ünlüdür. Afyon’un haşhaşlı ekmeği nasıl meşhur ise Manisa’mıza gelen herkes üzümlü ekmek almalı. Bu konuda Fırıncılar Odamız bir çalışma başlatmalı. Ankara Belediyesi’nin Halk Ekmek Fabrikası Şampiyon Ekmek adı ile üzümlü bir ekmek üretmiş, çok hoş ve katıksız yenebiliyor.
Oradan örnek alınabilir. Manisa’nın Sultaniye Üzümü’nü mutlaka ‘marka’ haline getirmeliyiz.”
Paylaş