Paylaş
1992 yılına kadar özel sektörde değişik firmalarda çalıştıktan sonra 1992’de ilk şirketini, 1995’te de Teknotar Zirai İlaç Ltd. Şti.’yi kuruyor. İzmir bölgesinde söz sahibi ve tanınmış bir tarım temsilcisi olan Baysal ile hem mesleki faaliyeti hem de sektörel sorunlar hakkında konuştuk...
GİRDİLER PAHALI
Baysal, “Firmamız kurulduğu dönemde, çiftçi günümüze nazaran daha iyi kazanıyordu” diyerek söze başlıyor. “Bugün tarımsal girdiler çok pahalı, oysa önceki yıllarda üretici her türlü girdisini daha rahat alabiliyordu” diyor. Baysal’a göre, Teknotar yaşanılan zor şartlara rağmen, bölge tarımına hizmet etmeye çalışıyor. Özellikle yenilikleri bölge çiftçisine tanıtmayı kendine misyon edinmiş. Genel olarak her türlü tarım girdisini (ilaç, tohum, gübre vb) toptan pazarlamayla birlikte satış öncesi ve sonrası teknik tanıtımlarını yapmaya devam ediyor. Teknotar, 3 ziraat mühendisinin yanı sıra 1 muhasebe ve 1 depo elemanı istihdam ediyor.
BAYSAL UYARIYOR
Baysal’ın bu konuda çok önemli uyarıları var: “Kamuoyunda bilindiği gibi ilaç, gübre, hormonlar ülkemizde AB ve ABD’ye göre daha fazla kullanılmıyor. Sorun, zamansız ve bilinçsiz kullanılıyor olmasında. Zirai mücadelede bir kural vardır: ‘Ekonomik Zarar Eşiği–3D kuralı...’ Eğer zararlılar ve hastalıklar ekonomik olarak bitkiye zarar vermeye başlarsa, şu uygulamaları yaparız: Doğru zamanda, doğru ilaçlarla doğru dozda ilaç ve gübreleri kullanmak... Ayrıca, kullanım zamanıyla hasat zamanı arasındaki geçen süreyi de göz önüne alırsak, ilaçlardan ekonomik ve sağlıklı olarak faydalanmış oluruz. Sonuçta da sağlıklı ürünler üretip, halkımıza sağlıklı ürünler yedirme imkanı yaratırız.”
ÇOK ÇALIŞACAĞIZ
Teknotar’ın temel hedefi sektörde yıllar içinde edindiği yeri korumak. “Doğrusu önümüzü görmekte sıkıntı çekiyoruz” diyen Baysal, 2011 yılı için şöyle konuşuyor: “Az masraf, çok iş ve çok çalışmaya odaklanacağız.”
MALİYETLER YÜKSEK
Baysal, tarım ve tarımsal sanayide yaşanılan sorunları şöyle değerlendiriyor: “En büyük sıkıntı üreticinin para kazanamamasından kaynaklanıyor. Üreticimizin masrafları ağır ve maliyetleri çok yüksek, bir de ürünü pazarlama sorunu göz önüne alınırsa her şey apaçık ortada. Arazilerimiz çok parçalı ve dağınık. Bu şartlarda küçük aile işletmeleri büyük sermaye ve holdinglere karşı mücadele edemiyor. Kurulan devasa işletmeler ve çiftlikler küçük işletmeleri tehdit ediyor.”
NE YAPILMALI
Baysal, çare olarak, “Türkiye tarımı masaya yatırılıp tekrar gözden geçirilmeli ve tarım teşkilatı yeniden örgütlenmeli” diyor ve ekliyor: Yanı sıra ülke tarımında geçmişte devrim yapan zirai araştırma, zirai mücadele ve toprak su araştırma enstitüleri yeniden gündeme gelmeli. Tarım teşkilatı üreticiyle iç içe olmalı. Çiftçimizin eğitimi geliştirilmeli. Eğitim noksanlığı büyük sorun. İyi tarımdan, sürdürülebilir tarımdan bahsediyoruz ama maalesef üreticilerimizin çoğunluğu ilaç ve gübreyi üzerindeki tavsiyeleri bile okumadan kullanıyor. Başta Tariş olmak üzere tüm çiftçi örgütleri profesyonelce yönetilmeli ve örgütler ortaklarının ürünlerini pazarlamayı öncelikli hedef görmeli. Tarımsal teşvik, destek ve krediler ürün bazlı olmalı; bunlar doğrudan üretene ve ürüne verilmeli. Son olarak, tarım ürünleri, sebze, meyve, et ve süt mamullerinde ‘gereksiz ithalata’ son verilmeli, kendi yerli ürünlerimizin tüketilmesi teşvik edilmeli.
Paylaş