TÜRK futbolunun efsane futbolcusu Metin Oktay’ı ölüm yıldönümünde saygıyla anıyoruz, ruhu şad olsun...
Hocam silgin kaleminden önce bitiyorsa yanlışın daha çok demektir. Derbiye başlarken 4-2-3-1 sistemiyle oynayan iki takımdan Galatasaray kadro ahengini en çok yakalayan, teknik kapasitesi yüksek ve hücum başarısı tartışılmaz bir takım izlenimi verirken Beşiktaş ise 11 açıklandığında hala belirli bir kadrosu olmadığını gösterdi. Beşiktaş’ın sahaya çıkan bu kadrosunun kazanması için çok kontrollü ve kontratak oynaması gerekmiyor mu! * * * Beşiktaş’ın maça başlayan 11’inde ilk dört haftada gol atmış hiçbir oyuncunun olmayışı ilginçti... Daha da enteresanı benim yazmaktan usandığım dünya futbolunun arenası İspanya’dan gelen Nihat Kahveci kesinlikle santrafor değil. Çünki futbol yaşamında Nihat hiç forvet oynamadı. Ve hoca hamle yaptı desinler diye üç santrafor da kulübede!. * * * Maça çok arzulu hırslı ve tempolu başlayan sarı kırmızılılar golü de çok erken buldu. Sezon başından beri kornerden en çok gol atan Galatasaray takımına karşı siyah beyazlı ekibin aldığı en küçük bir tedbir yok. Olmadığı gibi sol bek İsmail Köybaşı’da durması gereken yerde değil, Rüştü’de!. Kısacası acemice yenilen bir gol. Diğer pozisyonlara baktığımızda da Beşiktaş’ın geri dörtlüsü kamera şakası gibi! Mustafa Hoca, 10,5 diye tutturdun alınsın diye neler yaptın, aldırdın da.. Ancak problem orda da değilmiş ki, Fink gibi dümdüz ve sıradan oyuncu ile erken değiştirdin! Bu takımla teknik anlamda olmazsa olmaz tek oyuncu Tello olduğu unutulmasın. Ama burada önemli olan diğer Tello’ları bulabilmek. * * * Beşiktaş’ın pardon Denizli’nin o kadar çok yanlışları varki hangisini yazsam. Takıma öyle sistem aşılamış ki, siyah beyazlı formayı giyenler sahada oynar gibi duruyor. Ama sonucu etkileyecek hareket sıfır. * * * İkinci golde Rüştü’nün asistini ilerleyen haftalarda Rijkaard’ın kesinlikle değerlendireceğini zannediyorum. İkinci yarıda oyuna giren kurtarıcı rolündeki müthiş transfer “Fink”i sahada ararken, kendimi kaybetmekten yoruldum. Allah’tan, G.Saray’ın iki milli yorgun savaşçısı Arda-Elano aynı anda oynasa olabilecekleri düşünmek bile istemiyorum. * * * Hocam, hayat üç buçukla dört arasındadır. Ya üç buçuk atarsın, ya da dört dörtlük yaşarsın. Ölüme dik yürünür, Savaşa mağrur, insan ancak korkarsa savaşmaktan, işte o an vurulur.