Paylaş
Bazı okurlar az yazı yazdığım için eleştiriyor.
Haksız da sayılmazlar. En son bir ay önce yazmışım. Ve bakın neler demişim:
“Galatasaray yönetiminin en büyük üç icraatından biri olarak gösterdiği yeni tüzük, yeni bir kaos ortamı yarattı...
Kim aday olabilecek, net değil… Ne zaman seçime gidilecek, belli değil… Seçim olacak mı, o bile kesin değil...
Yönetim başına gelenlerin sebebini idrak edebilmiş durumda hiç değil. Dolayısıyla çözüm üretebilmesi de mümkün değil.”
Şimdi size soruyorum: “Aradan geçen bir ayda ne değişti?”
Sadece şunlar eklendi:
Bizzat Başkan’ın en yakın adamlarının imzalarıyla kulübe üye yapılanlar tarafından açılan davalar…
İlk başlarda hiçbir şeyden haberi yokmuş, sanki mağdurmuş gibi davranan yönetim…
Galatasaray’ı kayyum ile kendisi arasında bir seçime zorlayan Başkan…
Ve son dakikada ibra edilmemeye karşı topyekun savaş açan bir yönetim kadrosu...
Anlayacağınız kaos büyüyerek sürüyor.
Herkes bir mucize bekliyor.
Ama ortada o mucizeyi gerçekleştirecek bir ışık görünmüyor.
***
Seçim yapılacakmış gibi düşünüp adaylara bakarsak…
Ünal Aysal, “Zoraki Başkan” olma yolunda ilerliyor.
Bir Ali Dürüst küsüyor, bir Adnan Öztürk küsüyor.
Abdurrahim Albayrak, yedek ile asil yönetim kurulu üyeliği arasında gezdiriliyor.
Hayri Kozak, gördüklerine dayanamayıp kendini geri çekti.
Her şeye rağmen en güçlü yönetim listesi Aysal’da…
Ama aralarındaki anlaşmazlıklar…
Listedeki liseli-lisesiz üye sayısının dengesizliği…
Galatasaray Eğitim Vakfı’nın yan şubesi gibi görünmeleri eksileri…
Mehmet Helvacı’ya gelince…
Görünen o ki en disiplinli çalışan, o koltuğu en çok isteyen aday Helvacı…
Her gün bir gazetede, bir televizyonda…
Derdini anlatmaya çalışıyor.
Tutarlı bir söylem izliyor.
Yönetim listesinin en azından kamuoyu önünde yeterince tanınmaması…
Polat’a karşı istifa etmeden muhalefet yapma sürecinin iyi anlatılamaması ve o dönemde yaşananların yarattığı olumsuz etki…
Pek çok kişinin Galatasaray’ın içine düştüğü durumdan bir yönetici olarak onu da sorumlu tutması dezavantajları.
Ve Turgay Kıran…
Her daim şık, her daim beyefendi bir çizgi izleyen Kıran, sanki başkan olmak için değil de kamuoyu tarafından hatırlanmak için aday olmuş gibi…
Ama sakin duruşu, saygılı açıklamalarıyla bu kaotik sürecin havasını yumuşatması bile önemli.
***
Son söz:
Bu sezon bitti…
Gelecek sezon kapıda…
Ne mahkeme umurumda…
Ne de koltuk sevdanız…
Ben Galatasaray’ımı geri istiyorum…
Sizden önce olduğu gibi güçlü, onurlu ve kavgasız.
Paylaş