SABAH saatlerinde polis merkezine gelen bir telefon, mahallenin yan tarafından geçmekte olan derede bir kadına ait cesedin bulunduğu ihbarını içeriyordu.
Belirtilen yere gelen ekipler, yaptıkları araştırmalar ve bilgi alışverişleri sonrası, söz konusu cesedin bir müddet önce okuldan çıktıktan sonra eve gelmeyen ve kendisinden bir daha haber alınamayan 16 yaşlarındaki Ayşe’ye ait olduğunu belirlemişlerdi. Kızları kaybolan ancak umutlarını kaybetmeyen ailesi, kızlarının cesedini görünce kahrolmuşlardı. Morgda yapılan incelemeler sonucu, Ayşe’nin tecavüze de uğramış olduğunun anlaşılması, ailesini bir kez daha yıkmıştı.
Polis çok yönlü araştırmaya başlamıştı. Ortada sapık bir katil vardı ve mutlaka adalet önünde hesap vermeliydi. Ortada elle tutulacak somut bir donenin de olmaması ekiplerin işini zorlaştırıyordu. Okul çevresinde, arkadaş gruplarında ve çevredeki esnaf bağlamında zincirleme yapılan görüşmeler neticesinde; şahsın eşgali konusunda kısmi bilgilere ulaşılmıştı. Okuldan yaklaşık 100 metre ilerideki bir esnaf, polis tarafından kendisine gösterilen fotoğraftaki kızı tanıdığını, ara sıra sahibi olduğu kırtasiye dükkanından bir şeyler aldığı için yüzüne aşina olduğunu, en son dükkandan çıktıktan sonra Ayşe’nin yanına yaklaşan bir kişinin O’na bir şeyler anlatmaya çalıştığını, Ayşe’nin de dinlemek istemez şekilde yoluna devam ettiğini, bu kişinin uzun boylu esmer bir kişi olmasının yanı sıra, yüzünde de belirgin şekilde jilet izinin bulunduğunu gördüğünü polise söylemişti. Bu bilgi ve içeriğindeki ayrıntı önemliydi. Hemen harekete geçildi. Tüm birimler eşkal ile ilgili olarak bilgilendirildi.
Zaman akıyor
Günler geçiyor ama aranan şahıs ile ilgili olarak olumlu bir gelişme kaydedilemiyordu. Bu durum hem Ayşe’nin ailesinin hem de Polisin moralini oldukça bozuyordu.
Aradan yaklaşık iki yıl geçmişti. Bu süre zarfında, her fırsatta ele alınan bu dosya, şüpheli şahsın yakalanamamış olmasından dolayı tüm ekiplerce ezberlenmişti. O gün, polis karakoluna bu kez bir tecavüz ihbarı yapıldı. Arayan bir anneydi ve kızına tanımadığı bir kişinin tecavüz ettiğini öğrendiğini, kızının şimdi okuldan eve geldiğini ve acı gerçeği söylediğini ifade ediyordu. Bu durum, iki yıl önceki Ayşe’nin durumunun tekrar tazelenmesine neden olmuştu ve polis açısından "Aynı kişi olabilir mi?" sorusunu gündeme getirmişti. Bu kez tecavüze uğrayan Semra’nın vermiş olduğu eşkal, iki yıldır aranan kişiye genel olarak uyum sağlıyordu. Diğer tanımlamalar bir yana, jilet izinin mevcut olması polisi tam anlamıyla harekete geçirmişti. Ekipler bu kez tekrar ortaya çıkan sapık ruhlu katili mutlaka ele geçirmeliydi. Motorize ve yaya devriyeler artırılmıştı.
Vatandaşın ihbarı
Polis tarafından yapılan çalışmalar devam ederken, bu süreç zarfında bilgilendirilen ve sıcak diyaloglar kurulan çevre sakinleri ve esnafın da yardımlarına ihtiyaç duyulduğu sıkça ifade ediliyordu. Nitekim, bir akşam üzeri, polis merkezini telefonla arayan bir kadın, bir kişinin yolda yürümekte olan üç öğrenci kızı taciz etmekte olduğunu ihbar ediyordu. Belirtilen adrese yönlendirilen ekipler, fazla uzaklaşmadan söz konusu şahsı yakalayıp, karakola getirdiler. Zeynel ismindeki şahıs ifadesinde, şehrin yabancısı olduğunu, ilk kez geldiğini ve kimseye de sarkıntılık yapmadığını belirtiyordu. Bu kendi savunmasıydı ama yüzündeki jilet izi "ayna" gibi duruyordu.
Vakit geçirilmeden Semra ve ailesine haber verilerek, yakalanan şahsın teşhis işlemlerine başlandı. Semra gelmeden, çevreden temin edilen 10 kişinin arasına sokulan Zeynel, Semra tarafından daha ilk görüşte bu kişiler arasından teşhis edilmişti. Tecavüz olayını sanığı olduğu kesinleşen Zeynel’e itiraftan başka bir seçenek kalmamıştı.
İki yıl önce okuldan çıkan Ayşe’yi bir süre takip ettikten sonra, tehditle bağırmamasını sağlayarak önceden belirlediği yerde tecavüz edip öldürdüğünü belirten Zeynel, daha sonra askere gittiğini ve iki yıl boyunca bu yüzden ortada görünmediğini, asker ocağında da doğru durmaması sonucu ceza aldığından askerliğinin uzadığını, kısa bir süre önce terhis olup tekrar Ankara’ya döndüğünü ve en son Semra adındaki öğrenciyi yine takip ederek uygun bir anda da tehditle tecavüz ettiğini anlatıyordu.