Paylaş
Dünya Kadınlar Günü’nü kutladık (!) geçen hafta. 1800’ün sonlarında başlayan, 1900’ün başlarına kadar süren, emekçi kadınların canlarını dişlerine takarak hatta birçoğunun canından olarak verdiği haklarına sahip çıkma mücadelesinin mirası olan 8 Mart, bir grup şuursuz tarafından Sevgililer Günü kıvamında kutlanırken, mücadeleyi sürdürenler de var tabii. Tıpkı CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman gibi.
Arıtman, 8 Mart’ta TBMM Genel Kurulu’nda Başbakan’ın koltuğu üzerinde ‘Yaşam Hakkı İstiyoruz’ yazılı siyah bir çelenk bıraktı.
Ancak bu eylem, AKP Samsun Milletvekili ve aynı zamanda Kadın Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi Fatih Öztürk tarafından hiç de hoş karşılanmadı. Öztürk, “Kafayı yemişsin sen” diye başladığı sözlerini Arıtman’a ruhsal tedavi önererek bitirdi ve çelengi de koltuktan alıp attı.
Milletvekili olması bir yana, karşısında bir kadın milletvekili bulunması bir yana, tarihin 8 Mart olması bir yana; Öztürk aynı zamanda Kadın Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi olduğu için merak ettim bu tahammülsüzlüğün sebebini...
Öztürk’ü arayıp açık açık sordum, o da tüm içtenliğiyle anlattı.
ARITMAN’DAN KORUNMAK İÇİN ALT KOMİSYON
Komisyonda gönüllü olarak çalıştığını, fanatik bir kadın hakları savunucusu olduğunu, üç yıldır kadınların emeğini koruyabilmek için geceli gündüzlü çalıştığını, biri 15 diğeri dokuz yaşında iki tane kız çocuğu olduğunu, 17 yıllık eşine büyük bir aşk duyduğunu ve her şeyden önemlisi, annesine karşı saygısının altını çizdi ve sordu:
“Kadına yapılan her türlü ayrımcılığı, her türlü şiddeti, insanlığa yapılan hakaret, cahiliyet, acizlik olarak görüyorum. Bu koşullarda benim bir kadına saygısızlık yapabilme durumum olabilir mi!”
Öztürk’ün tüm rahatsızlığı, komisyonda her şeye tek başına muhalefet olduğunu ve olura bile olmaz dediğini iddia ettiği Canan Arıtman’aymış meğer. Kendisi de kabul etti ki, o siyah çelengi bir başka kadın milletvekili, mesela CHP’li Gaye Erbatur ya da ‘Dünya tatlısı bir hanım’ dediği MHP’li Şenol Bal bıraksaymış, hiç önemsemeyecekmiş. Ancak, “Kendi partilisine bile yaşam hakkı tanımıyor. Alt komisyonda problemleri çözmek yerine sürekli problem yaratıyor. Tamam, biz iktidar partisiyiz tabii ki eleştirileceğiz ama yaptığımız onca faydalı çalışmayı, emeğimizi yok sayıyor“ dediği Arıtman’dan gelince bu bireysel eylem, Öztürk de dayanamamış...
Yani olay AKP’nin lideri ya da Başbakan’ın koltuğuna siyah çelenk bırakılmasına duyulan bir tepki değil, tamamen kişisel...
Öztürk’ün son sözleri beni hayli gülümsetti sizinle de paylaşayım:
“Gerçekten çok uzun saatler çalışıyoruz ve yorgun düşüyoruz. Canan Hanım’ın sinirlerinin de hayli yıprandığını düşünüyoruz. Psikolojik destek almasını tavsiye etmem çok doğal değil mi? Kadınların haklarını koruyup kollamak için alt komisyonlar oluşturuyoruz biliyorsunuz, hatta bir ara biz de kendi aramızda bu konunun esprisini yaparak, ‘Canan Hanım’dan korunmak için biz de bir alt komisyon kuralım mı’ diye konuşmadık değil...”
Peker Açıkalın Cazibe mi olmak istedi
Başrollerini Aslıhan Gürbüz (Cazibe) ve Hakan Yılmaz’ın (Kemal) paylaştığı ‘Yahşi Cazibe’ izlemekten en çok keyif aldığım yerli dizi. Ancak geçen hafta yardımcı erkek oyuncu Peker Açıkalın diziden ayrıldı. Hem de öyle böyle değil, çekimler sırasında, bıraktı gitti. Dolayısıyla ona çok âşık olan eşini canlandıran Şelda Özbek ve kızlarını canlandıran Canan Maktal’ın da dizideki rolü bitti.
Apar topar senaryo değiştirildi ve Açıkalın ile Özbek’in yerine Şeyla Halis (Fakriye Taşkın) ve Sinan Çalışkanoğlu (Ejder Taşkın) diziye dahil oldu. Yapımcı Ali Gündoğdu da Peker Açıkalın’a seti terk ettiği ve diziyi ortada bıraktığı için tazminat davası açtı.
Buraya kadar her şey olağan.
Peker Açıkalın daha önce de başka setlerde bu tür ani ayrılık kararları almıştı...
Tuhaf olan Açıkalın’ın konuyla ilgili yaptığı açıklama.
Açıkalın, “Ben bu diziyi başrol teklif edildiği için kabul ettim. Zamanla dizideki etkim azaldı” demiş.
İyi de, dizinin başrol oyuncuları ilk bölümden belli, biz gelmişiz 35’inci bölüme.
Senaryo yazarı Gani Müjde her zamanki esprili üslubuyla soruyor:
“Peker Açıkalın Cazibe’nin rolünü oynasa çok inandırıcı olmazdı değil mi!” Ve ekliyor: Bizim için önemli bir oyuncuydu. Peker’in ayrılmasıyla iki arkadaşımız daha diziden çıkmak zorunda kaldı ancak tabii ki gelen gideni aratmayacak. Peker’e bol şans diliyorum...”
Paylaş