Geçen hafta Bodrum konserinde sahneye ‘Sarı Odalar’ ya da diğer adıyla ‘Ben Seni Çok Sevdim Oğlum’ şarkısıyla çıkan Sezen Aksu, onca yeni şarkısı varken bunu niye söyledi biliyor musunuz...
Sezen Aksu geçen hafta sonu Bodrum Bonus Arena’da konser verdi. Ortam şahane... Arkada deniz, sahnede Sezen... Sahne önünde localar, yanlarda standlar arka taraf ayakta... Açıkhava konser alanı, bilenlerin ‘Ahhh nerde o günler’ diyeceği bir dönemin yıldız gece kulübü Şaziye ortamına dönüştürülmüş. Çünkü Şaziye’nin işletmecisi Nedim Binler’in parmağı var bu konserde. Şaziye günlerinden tek farkı, sahneye asla şampanya gönderilmeyecek! Sezen Aksu’nun şartı bu... Ayrı ayrı localarda Sezen Aksu’nun eski eşleri Sinan Özer ile Ahmet Utlu da var. Zaten konser sonrası her yerde ‘Sezen Aksu’yu eski eşleri de dinledi’ minvalinde haberler çıkıyor... Oysa kimsenin bilmediği biri daha var o konser alanında... Aksu’nun ‘adı bende saklı’ bir eski aşkı... Bir büyük aşkı... Aksu’ya ‘Sarı Odalar’ şarkısını yazdıran, 1999’da dört ayrı versiyonuyla single olarak dinleyiciye sunmasına sebep olan adam... Yani, ‘Ben Seni Çok Sevdim Oğlum’ dediği adam...
İKİ KİŞİLİK ROMANTİZM
O adam, konserin başlamasına 10 dakika kala geliyor... Sessiz sedasız yerine geçiyor... Yüzüne bakıyorum, hafif heyecanlı... Sonra Aksu’ya ‘Sarı Odalar’ın orada olduğu haberi gidiyor ya da önceden biliyor geleceğini, bilmiyorum... Ama Sezen Aksu sahneye ‘Sarı Odalar’ şarkısıyla çıkıyor, alkış kıyamet kopuyor, bana ne oluyorsa artık, gözlerim doluyor... Herkes konser başlangıcı için Aksu’nun son albümünü bekliyor aslında. ‘Unuttun mu Beni’ ile çıkar sanılıyor. Ama Aksu konserine ‘Sarı Odalar’la başlayıp bir süre daha ‘eski’ şarkılarını söylüyor... Nasıl da güzel söylüyor, herkes ona eşlik ediyor. Oysa o şarkı oradaki ‘biri’ için söyleniyor ve Aksu’nun bu yüzlerce kişi arasında yaşadığı ‘iki kişilik’ romantizmi ve yıllar önce yaşanan bu aşka sadakati beni mest ediyor...
İŞTE O ŞARKI Ben senin hayatından gittim oğlum Hadi yerime koy birini koyabilirsen Ben senin hayatından gittim oğlum Hadi dur o sarı odalarda durabilirsen Ben sen sen diye bittim oğlum Hadi bakalım unut unutabilirsen Ben seni yudum yudum içtim oğlum Hadi ol eskisi gibi olabilirsen Uzak benden aşk uzak artık Kanun mudur bu yasaklık İnan içimde yok fesatlık Alırım başımı giderim efeler gibi Efeler gibi hey
Ne? Beş ton et mi çalınmış!
Hafta başı gazetelerde gece kulübü Sortie’nin temizlik görevlisinin 5 ton 250 kilo eti çalarken suçüstü yakalandığı haberleri vardı. Etleri otomobilinin bagajına koyarken görülmüş... Yok artık! Beş ton eti tek başına çalıyor ve otomobil bagajına da sığdırabiliyor... Ayrıca beş ton et, bugün benim diyen restoran zincirinin mutfağında bile yok. Üç senede filan tüketilir o kadar et... Ayrıca o kadar zaman bozulmadan da duramaz... Sortie’nin işletmecisi Rahmi Okçuoğlu’nu aradım işin gerçeğini öğrenebilmek için. Benden daha şaşkındı. Olay doğru; Sortie’nin mutfağından et çalınmış ama 5 ton 250 kilo değil; beş kilo 250 gram... Okçuoğlu, “Herhalde Emniyet bilgi verirken yanlışlık yaptı. Yoksa o kadar eti taşımak için otomobil değil, kamyon gerekir. Hem o kadar etin bizim mutfağımızda ne işi var?” dedi... Zaten ben de onu merak etmiştim. Yoksa aylar, yıllar önce buzluğa atılan etleri mi yiyoruz bilmeden diye...