Pilot regl olunca

Cem Yılmaz, Van’da yaşanan deprem nedeniyle ertelediği gösterisini geçen hafta sahnelemeye başladı. Ancak aynı hafta sevgilisi Ahu Yağtu’nun hamile olduğu ve yakında evlenecekleri ortaya çıktı; gösteri güme gitti. Medyada Yılmaz’ın evliliği konuşuladursun gösteriye gidenler yeni esprileri ve doğaçlama tavırlarıyla Cem Yılmaz’a bir kez daha hayran kaldı. Yakında evlenecek ya, esprilerinde evlilik, hamilelik, bebek, kadınlar başı çekiyor.
Regl ve menopoz dönemlerini diline dolamış şimdi de.

SICAK BASTI, CAMI AÇIN

Kadınların regl öncesi, sırasında ve sonrasındaki değişken ruhsal durumlarıyla dalga geçen komedyen, özellikle ‘sıcak basan’ ve ‘sinirli’ kadınların durumuna dikkat çekiyor. Örnek olarak da bir kadın gösterip, “THY’de Airbus kaldıran kadın pilot ne yapsın? ‘Ay ateş bastı, cam açın’ mı diyecek! Veya kendisine ‘Kaptanım’ diyene, “Kaptan deme bana!’ diye sinirlenecek mi” sözleriyle kahkaha tufanı kopartıyor.
Cem Yılmaz, “Gözümle gördüm, tanıyorum Airbus’un kadın pilotunu” deyince kimdir bu kadın pilot diye araştırdım. Kendisine, regl döneminde uçağın içinde ne yaşadığını soracaktım. Hakikaten küçücük kokpit, basınç filan insana basabilir çünkü...
THY’de çok sayıda kadın pilot varmış. Ancak bir türlü sayı alamadım çünkü bu tür bilgileri vermiyorlarmış. Eh kadın pilotlarının sayısına devlet sırrı muamelesi yapan bir kuruma, “Kadın pilotlarınız uzun uçuşlarda sıkıntı yaşıyor mu” diye soramadım haliyle...
Neyse ki hostes bir arkadaşım var, ona sordum, 10 civarı kadın pilot olduğunu söyledi: “Siz ne yaşıyorsunuz uçakta? Mesela iki kez su isteyen ya da çok konuşan yolcuyu terslemek filan geliyor mu içinizden” dedim, uzun uzun profesyonellikten bahsetti; o kadar ısrar ettim ki sonunda, “Bak etrafına herkes ne yaşıyorsa biz de onu yaşıyoruz” dedi, kapattı telefonu...

Anılar canlandı

90’lı yıllarda albümleri 2.5 milyon filan satıyordu. Sahneye çıktığında yer yerinden oynuyordu. Konser biletleri günler önceden tükeniyordu... Bir ‘Aşığım Sana’, bir ‘Haberin Var mı’ bir ‘Anılar’ diyordu, kadınlar birbirini eziyordu.
Akaretler Kalamata Meyhane’de izledim Coşkun Sabah’ı...
Yıllar pek tabii ki yaş aldırmış Coşkun Sabah’a ama inanın ne sesinden, ne performansından ne de kadın hayranlarının ilgisinden hiçbir şey kaybettirmemiş.
Yaş ortalaması biraz yükselse de yine ön masa kadınlar tarafından kapatılmıştı.
Başka sanatçıların popüler eserlerini de seslendiren Sabah’a hayranları itirazda bulundu ve kendi şarkılarını söylemesini istediler. Çok az sanatçının başına gelebilecek bu durum Sabah’ı hayli duygulandırdı. Bir saydık, en az 30 tane hit şarkısı varmış Sabah’ın... Belki ‘Anılar’da bir yolculuk yapmak istersiniz diye haber vereyim dedim; Coşkun Sabah her çarşamba akşamı Kalamata’da sahneye çıkıyor.

Şiddet lafı ters tepti

Şahane bir film ‘Kurtuluş Son Durak’, izlediğimde de yazmıştım... Çok güldüm, çok eğlendim. Geçen hafta anneme filme gidip gitmediğini sordum, “Ay yok, şiddet middet hiç çekemeyeceğim. Gidip de sinirimi bozamam” dedi... “Ama anne, film komedi...” dedim şaşkınlıkla, bu kez şaşırma sırası ona geçti.
Teyzem, yan komşum filan gibi ‘sinemasever’ diyebileceğim birkaç kişi daha yaptığım, ‘E hadi o zaman’ esprisine gülmeyince filmi onların da izlemediklerini anladım. ‘Kurtuluş Son Durak’a, kadına şiddet belgeseli muamelesi yapıyorlar çünkü...
“Değil, öyle bir film değil, ti’ye alıyorlar” dedim, anlatamadım. Galiba altı baş rol oyuncusunu, pembe fularları ve filmdeki ayaklanan kadınları görünce yanına da ‘şiddet’ lafı eklenince böyle bir yanlış algı oluştu. Kadının da artık, her anlamda, şiddet görmeye tahammülü kalmadı...
Bu bir ‘kadına şiddet’ filmi değil, olsa olsa ‘erkeğe şiddet’ olur!
Bence bir ‘Kurtuluş Son Durak’a kadar gidin, pişman olmayacaksınız.