Bu dünya üzerinde görmediğim, gezmediğim yer kalmasın istiyorum. Size tam bir seyahat delisi olduğumu söylemiştim.
Değişik insanlar, değişik kültürler tanımak ne kadar keyifli anlatamam. Onların yaşam biçimleri, giysileri, yemekleri, okulları, alışveriş merkezleri, tiyatroları, müzeleri, her şeyleri farklı. Mutlaka bir sürü ülke görün, çok çok seyehat edin. Benim en uzun seyahatim İngiltere’ye oldu. Aslında orada bir süre yaşadım. Bir ailenin yanında kaldım. Okula gittim. Çalıştım. İngilizce öğrendim. Lütfen, benim gibi bir tanecik değil, birkaç tane yabancı dil öğrenin olur mu? Londra’da yaşadığım dönemde vaktimin çoğunu parklarda ve bahçeler de geçirirdim. Ders çalışmaya hep sarayın yakınlarındaki, ortasında kocaman gölü olan Kensington bahçelerine giderdim. Oradaki rengarenk çiçekler, kocaman ağaçlar, kuşlar, sincaplar harikaydı. O bahçelerde küçüklüğümden beri en sevdiğim masal kahramanı olan PETER PAN’ı arardım. Onu ve çiçek kılığına girmiş çocuk perileri... Peter Pan’ın onlara çaldığı flütün sesini duymaya çalışırdım. Peter Pan’ı bu kadar çok sevmemin nedeni, benim gibi hiç büyümek istemeyen, kanatları olmadan uçabilen bir çocuk olmasıdır. Saatlerce onu hayal eder, ödevlerimi unuturdum. Şimdi bunu size niye anlattım biliyor musunuz? Dün her zamanki gibi bir kitapçıdaydım. Rafları incelerken bir de ne göreyim: İki tane Peter Pan kitabı çıkmış. Hem de biri ‘Peter Pan Kensington Bahçelerinde’, diğeri de ‘Peter Pan ile Wendy’. Nasıl sevindim anlatamam. Hemen eve geldim ve bir solukta ikisini de okudum. Bütün anılarım canlandı. Tam biz tırtıllara göre. Macera dolu...
Hemen okuyun onları ve benim hayallerimi paylaşın. Kitaplar Can Çocuk Yayınları’ndan çıkmış. Bakalım, benim kadar beğenecek misiniz? Sizin de çok beğendiğiniz kitaplar varsa bana yazın, hepimiz okuyalım. Bir de bu konuda çok güzel bir mektup aldım, onu sizinle paylaşmak istiyorum:
Çocuk Kulübü resim yarışması sonuçlandı
Binlerce güzel resmin arasından birinciyi seçerken epeyce zorlandık. Jüride ben de vardım. Hayallerinizdeki uzaylıyı resmedip bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederiz. Ozi nihayet arkadaşına kavuştu. Kanal D Çocuk Kulübü’nün 23 Nisan için hazırladığı özel gösteride birinci açıklanacak hazır olun.
Sevgili İnci ablacığım,
Ben İzmir Türk Koleji 3. sınıf öğrenciyim ve sizi çok seviyorum. Okulumuzda fakir köy okullarına göndermek için kitap toplama kampanyası yaptık. Bizim okulumuz çok güzel ama okuyamayan kardeşlerimizi gördükçe çok üzülüyorum. Herkesin böyle yapmasını bekliyorum. O zaman ülkemiz daha da gelişecektir. İzmir’e gelirseniz okulumuzu ziyaret edebilir misiniz? 3-A sınıfı adına Bensu BARAN
Ben de 21 yaşında küçük bir kelebeğim
Merhabalar ben Damla Demirkılıç. 21 yaşındayım ve Ankara’da oturuyorum. Bir reklam ajansında yönetici sekreteriyim. Yazınızı okur okumaz, hatta başlığınızı görür görmez dedim ki mutlaka ben de bir şeyler yazmalıyım. Çünkü ben de küçük bir kelebek sayılırım. Bizlere olan sevginiz, samimi tavırlarınız beni size doğru itti. Aslında o kadar doluyum ki anlatmakla bitiremem. Yalnız sizin gibi deli dolu hayatın hızına kendini kaptıran biri olduğum yadsınamaz bir gerçek. Ben hep size yazılarımla katılmak istiyorum, ne olur beni unutmayın, burada ben de varım. KÜÇÜK KELEBEKLER’den biri de benim. Yazılarınızı büyük bir zevkle okuyacağım.
Tamamlaması sizden
O gün Sihirli Annem’in çekiminin bitmesini ve bir an önce eve gitmeyi her şeyden çok istiyordum. Evin merdivenlerini sabırsızlıkla çıktım. İnci’nin bir şeylerden şüphelenmemesi için çok normal davranıyordum. Evde beni takip etmediğinden emin olana kadar çok normal davrandım. Sonra yavaşça odama süzüldüm. Kapıyı kitledim. Dudu’nun şatosundan ödünç aldığım (sakın kimseye söylemeyin) sihir kitabını dikkatlice açtım. Kitaptaki sihirler alfabetik olarak dizilmişti. Hepimizin bildiği ABCÇDEF... Sayın sayın, devam edin. Acaba hangi sihri denemeliydim? Biraz düşündüm ve D harfine takıldım. Çünkü orada DİLEDİĞİNİZ HER ŞEYİN OLMASI sihri vardı. Bir de not: ‘Ters etkiye karşı dikkatli ol.’
Bu da ne demekti? Sihri yapmak için gerekli tek şey sözcükleri ezberlemekti. Oh ne kolay. LOS BOMBOS DİLEKOS TUBOS. İşte bu kadar... Sihir tamamlandı. Peki bundan sonra neler mi oldu? İşte o kısmını sizden bekliyorum. Haydi hayallerinizi zorlayın ve bana yazın. Öykümü en güzel şekilde tamamlayana büyük bir sürprizim varrrrrrrrrrrrrr.
Haber köşemize davetiye geldi
Teşvikiye’de Süreyya Ağaoğlu Sokak’ta Galeri Vinci’de Selahattin Yıldırım’ın resim sergisi varmış. Hepimiz davetliyiz. Belki henüz hiç resim sergisi gezmeyen tırtıllar vardır. Bir an önce tutun annelerinizin elinden gidin. Öyle keyifli ki. Ben hep sergilerde hayaller kurarım. Her resme ayrı bir hikaye yazarım. Sonra onları canlandırır, yaşatırım. Mutlaka deneyin. Yossi Kalaora’ya daveti için çok teşekkür ederiz.