Ne dedin ne dedin?






İlyas ÖZGÜVEN
Haberin Devamı

BERGAMA Belediye Başkanı Akif Ersezgin, ‘‘Mimar olarak yeni umutlar doğuracak affa karşıyım. Ancak imar sorununu başka türlü çözme şansımız yok. Kaçak yapılaşma sadece gecekondu olarak görülmemeli. Kentte çok sayıda kaçak yapı var. 9 kat bina yapılmış, 2.5 katı kaçak. Bunu yıkmamız mümkün değil. Son kez af istiyorum’’ buyurmuş. Buyurun buradan yakın.

YILLARCA, ‘‘Belediye başkanları, hatta meclis üyeleri teknik adamlardan seçilsin, şehirlerimiz adam olsun’’ diye bağırıp çağırdık, ‘‘İmar komisyonlarını bakkala, kasaba emanet ettiler’’ diye haberler yaptık. Şimdi de karşılaştığımız duruma bakın. Hem mimar, hem belediye başkanı olan Ersezgin'in sözlerini okuyunca doğrusunu söylemek gerekirse, imar komisyonlarında görev yapan tüm bakkal ve kasaplardan özür dilememiz gerekiyor. Demek bazı şeyler diplomayla da olmuyormuş.

ASLINDA Ersezgin'in ‘‘Cesaret ve cüretini alkışlamak’’ gerek. Çünkü imar affının ‘‘gizli şakşakçısı’’ çok fazla. Bakmayın zorda kalınca yarım ağızla ‘‘Af istemiyoruz’’ demelerine. Ağızlarının suyu akıyor.

ADLİ affın ‘‘meyvelerini’’ toplamaya başladık. Bakın gazetelerin üçüncü sayfalarına, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Yaşlı kadınlar kapı önlerinde öldüresiye dövülüp gaspediliyor, evler soyuluyor, otomobiller çalınıyor. Islah edilmeden sokağa konuveren, kaybedecek bir şeyi olmayan suç makinaları terör estiriyor.

ŞİMDİ imar affı ile başka bir kanunsuz grup ödüllendirilmek isteniyor. Sayın Ersezgin de, işte bunları savunuyor. Sözlerinde ‘‘çaresizlik’’ itirafı da var. Yani, ‘‘Olan olmuş, artık yapacak bir şey yok’’ demeye getiriyor. Hani o çok tartışılan ‘‘Ver kurtul’’ mantığı. Ersezgin, ‘‘Son defa’’ demeyi de ihmal etmiyor.

SAYIN Ersizgin, bu sonların ‘‘sonu’’ ne zaman gelecek? Bu sözleri söylerken, kaçak yapıların, sizin deyiminizle apartmanların yükselmesine göz yumanlara niye iki laf etmediniz? Asıl, ‘‘Kaçağa göz yuman yetkili de kaçak bina yapan kadar suçludur’’ demek gerekmiyor mu? Haa eğer, kaçağı önleme konusunda yasal eksikler, personel, araç gereç yokluğundan söz edecekseniz, o zaman da, ‘‘Bu görevlere niye talip oldunuz?’’ diye sormazlar mı? Aslında yazıdaki muhatabım Ersezgin değildi, ama sayın başkan af savunucularının düşüncelerini o kadar güzel ifade etmiş ki, zorunlu olarak böyle bir durum doğdu.

AFFIN konuşulması bile kaçağı inanılmaz derecede artırdı. Ekonomik durgunluğun aksine kaçak inşaat sektöründe ‘‘kıpır kıpır’’ hareket var.

BİR yüksek binaya çıkıp çevrenize bakın. Bornova'da, Yeşilyurt'ta, Buca'da, Karabağlar'da, Bayraklı'da, Çiğli'de binlerce çatısız bina göreceksiniz. Yağmuru çok, yaz güneşinin kavurduğu İzmir'de acaba niye çatı yapılmıyor? Niye olsun, işte bu günler için. Hepsinin tepesinde bir demir filizi. Kolonlar hazır, kaçak kat dört duvara bakar. Bir gecede çık, iki günde sıva kiraya ver. Ne arayan var, ne soran. Bu binaların ‘‘Yasal’’ bölümlerine ruhsat verenler tepedeki demir filizlerini görmüyor mu? ‘‘Yahu sizin hakkınız üç kat. Bu demir filizlerini bırakmanız yasal değil’’ demiyor mu?

KAÇAK yapı hareketliliğini Türkiye'nin en büyük ilçe belediyelerinden Konak'ın Belediye Başkanı Erdal İzgi de doğruluyor. Bu konuda özel ekipler oluşturup, mücadele etmeye çalışıyor, bir yandan da uyarıyor, ‘‘Çok can yakacağım. Fırsatçıların canı çok yanacak.’’

BU uyarı işe yarar mı bilmiyorum. Ancak son yaşadığımız deprem felaketlerinde olduğu gibi, ölümler karşısında bizlerin canı yanacağına kanunsuzun canının yanması, hem de ‘‘İyi’’ yanması gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları