Paylaş
İZMİR'de ekmek fiyat ve gramajı konusunda bir kargaşa yaşanıyor. Fırıncılar, gözümüzün içine baka baka hepimizi ‘‘Enayi’’ yerine koyuyor. Elimde konuya yeni bir boyut getirecek belge var. İçişleri Bakanlığı şirket statüsündeki fırınların gramaj ve fiyat tarifesini belediyelerin belirleyeceğini söylüyor. Hem de resmi yazıyla. Ancak bu yazı hiçbir valilik ve belediyede yok. Çok ilginç(!)
HER şeyin yokluğuna katlanılıyor ama ekmeğin asla. Bu nedenle de ekmek Hürriyet Ege'nin hep manşetlerinde oldu. Geçmişte, binbir hileyle hazırlanan maliyet listesiyle ‘‘Öldük, bittik, mahvolduk’’ edebiyatı ile belediye kapılarında ‘‘zam’’ diye ağlayıp, son model Mercedes'lerden inmeyen fırıncılarla biz uğraştık. Ucuz ekmek ürettiği için meslektaşlarının linç etmeye kalkıştığı fırıncıları biz koruduk. Bölge şirketleriyle her fırına kota getiren, rekabeti böylece önleyip karşılığında belediyelere rüşvet gibi bağışlarda bulunan fırıncıların oyunlarını biz bozduk.
SONRA bir yasa çıktı, ’’Narh koyma ve tarife belirleme yetkisi odalara, denetim yetkisi de İl Sağlık Müdürlüğü'ne verildi’’ dendi. Her konuda ‘‘Yetki’’ kavgası yapan belediyeler bir sevindi ki, sormayın. Nasıl sevinmesinler? Çünkü hem iki ayda bir kapılarına dayanıp zam isteyen fırıncılardan kurtuldular, hem de tarifeyi onayladıklarında ‘‘Zamcı’’ suçlamasından. Ama çok yanlış yapıldı.
SON yaşanan olaylar da geçmişte yapılan yanlışı açıkça gözler önüne serdi. İstedikleri gibi ‘‘At oynatan’’ fırıncılar ekmeğin gramajını 200'e indirdi. Vali Alaaddin Yüksel biraz sert çıkınca da ‘‘Takiyye’’ gibi tarifeyle bizi ‘‘Enayi’’ yerine koymaya kalktılar. Neymiş efendim üç ayrı gramajda üç ayrı fiyatla ekmek üreteceklermiş. Hadi canım sizde. 200 gram ekmek üretip 100 bin liradan satıyorlar. Gerisi laf.
KUSURA bakmayın ama durum ‘‘Köpeksiz köy-değneksiz dilenci’’ benzetmesine tıpatıp uyuyor. Belediye başkanları deyim yerindeyse ‘‘Timsah gözyaşları’’ döküyor; ‘‘Ne yazık ki yetkimiz yok.’’ Elime geçen İçişleri Bakanlığı Genelgesi ise bu konudaki tartışmalara yeni bir boyut getiriyor.
Efendim; meğer ticaret odalarına kayıtlılar için tarife ve narh yetkisi 27.6.1995 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname ile odalara bırakılmış. Ancak 29.9.1995 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan Anayasa Mahkemesi'nin kararı ile bu KHK iptal edilmiş. Bunun ardından da hiçbir yasal düzenleme yapılmamış. Yani eskiye dönülmüş. 1995 yılının 9. ayından buyana belediyeler sanayi ve ticaret odalarına bağlı fırınlara fiyat ve narh vermesi gerekirken vermemişler.
İŞİN daha ilginç yanı da yetkililerin bu konuda ‘‘Üç maymunu’’ oynaması; ‘‘Görmedim, duymadım, bilmiyorum.’’ Neden derseniz; Anayasa Mahkemesi 1995 yılında KHK'yi iptal ettikten tam iki yıl sonra İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü, bakanlığın Hukuk Müşavirliği'nden görüş istemiş. Hukuk Müşavirliği, sanayi ve ticaret odalarına bağlı fırıncılara belediyelerin fiyat ve narh vermesi gerektiği yolunda görüş bildirmiş. Bildirmiş ama anlaşılan o ki, kimsenin haberi olmamış. Taa ki, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın İstanbul'da yaşanan bir anlaşmazlık yüzünden geçen Kasım ayında İçişleri Bakanlığı'na başvurmasına kadar. Bu başvuru üzerine İçişleri Bakanlığı 20 Kasım'da valiliklere bir genelge gönderip ‘‘Sanayi ve ticaret odalarına bağlı fırınlarda fiyat ve narh yetkisi belediyelerde’’ demiş. Hoş 2 aydan fazla süre geçti bu genelgeden hálá kimsenin haberi yok.
GELELİM ‘‘Şimdi ne olacak?’’ sorusuna. Sanayi ve ticaret odalarına kayıtlı fırınlar İzmir'de 3 milyon olan günlük üretimin yüzde 60-65'ini elinde tutuyor. Yani belediyelerin İzmir'de üretilen ekmeğin tamamına yakınına fiyat ve narh vermesi gerekiyor. Geçenlerde bazı belediye başkanları, ‘‘Böyle bir genelgeden haberim yok‘‘ diye AA'ya demeç verdi. Bulamayan varsa gazetede telefonum yazıyor. Hemen kendilerine genelgeyi fakslayayım. Yeter ki başkanlarda bu ‘‘Niyet’’ ve ‘‘Yürek’’ olsun.
Paylaş