Paylaş
Vietnam 30 Nisan'da bundan 25 yıl önce kazandığı büyük zaferi gururla kutladı. O gün, Saygon'da kalan son Amerikalılar, onlarla işbirliği yapmış on binlerce Güney Vietnamlıyı kendi kaderlerine terk ederek, panik ve utanç içinde helikopterlerle Saygon'u tahliye etmişlerdi. ABD'nin tarihindeki ilk yenilgisini simgeleyen bu kaçış, olabileceği kadar hatalı ve başarısız bir politikanın son elim perdesini oluşturur. 150 milyar dolara mal olan savaşta Amerika 60.000 ölü verdi, 150.000 kişi yaralandı, fakat daha da önemlisi, uzun yıllar kendine güvenini kaybetti, dünyada saygınlığını yitirdi. Vietnam'ın izleri Amerika'nın davranışlarında hálá hissedilir. Körfez Savaşı'nda Saddam'a karşı kesin sonucu alacak bir kara harekátını göze alamadı. Kosova krizinde ise sadece hava operasyonlarıyla Yugoslavya'yı dize getirdi.
***
Vietnam için savaşın tablosu tabii çok daha yürek parçalayıcıydı. 2 milyon ölü, 3 milyon yaralı, 12 milyon mülteci ve yıllarca insafsız bombardımanların tahrip ettiği ve daha fazla fakirleştirdiği bir ülke.
***
ABD gibi kudretli ve sağlam bir toplum ve demokrasiye sahip bir ülkenin yolunu nasıl bu kadar şaşırdığını izah etmek kolay değil. Aslında Vietnam, ABD'nin tek hatası sayılmaz. Daha sonra İran'da bocalayacak, Afganistan'da yine yanlış bir politika güderek şimdi yakındığı köktendinciliğin tohumlarını ekecekti. Bugün de Irak'a karşı siyaseti, en yakın müttefiklerinin bile sabrını taşıran bir saplantıyı ve dar görüşlülüğü yansıtıyor.
***
1960'lı yılların başlarında, Amerika'nın Vietnam'da bir bataklığa saplanacağını öngörenler yok değildi. O tarihlerde Washington Büyükelçiliği'nde görevliydim. Başkan Kennedy, 1961 yılının sonunda Güney Vietnam'a ilk defa asker göndermeye başladığı zaman birçoğumuz Kuzey Vietnam'ın artık durdurulacağını sanmıştık, fakat Büyükelçimiz rahmetli Bülend Uşaklıgil ısrarla ‘‘Göreceksiniz, Amerika sonunda haysiyeti çiğnenmiş olarak orayı terk edecektir’’ diyordu. Seneler sonra kendisini ziyaret ederek bu kehanetini unutmadığımı söyledim. Fakat Kennedy gibi, o zamanki parlak Savunma Bakanı Mc.Namara, Beyaz Saray'ın, Dışişleri Bakanlığı'nın ve CIA'nın uzmanları da feci bir yanılgıya saplandılar. Vietnam toplumunun eğilimini iyi teşhis edemediler. Evet, Kuzey Vietnam ve güneydeki Vietkong da komünizmi benimsemişlerdi, fakat komünizm uğruna değil, bağımsızlıkları uğruna çarpıştıklarına derinden inanıyorlardı. Toplumun büyük kısmını teşkil eden köylüler onların yanındaydı, ABD ise Saygon'da yozlaşmış ve halktan kopmuş bir zümreyi desteklemekteydi.
***
30 Nisan'da kutlamalarda hazır bulunan en ilginç sima, ilk önce Fransızları, arkasından Amerikalıları ağır bir hezimete uğratan General Vo Nguyen Giap'tı. Modern savaş yöntemlerini ve köylü ayaklanmasını bir arada kullanarak sonuca varmıştı. Giap yalnız bir asker değil, aynı zamanda bir tarihçi ve politikacı olarak tanınır. Hayatının üç yılını Fransız cezaevlerinde geçirdi, eşi de cezaevinde öldü. Japonlar 20'nci asrın başında Rusları yenerek Avrupalılara karşı Asya'nın ilk zaferini kazanmışlardı. İkincisini Vietnam'da Giap gerçekleştirdi.
***
Ne yazık ki savaşı kazanan Vietnam'ın barışı da kazandığı bugün söylenemez. 1975'ten beri eğitim ve sağlık alanlarında özlü ilerlemeler kaydedildi, piyasa ekonomisine sınırlı bir açılma yapıldı, bir ara yabancı yatırımlar önemli miktarlara vardı, fakat daha sonra Asya ekonomik krizi, komünist devlet yapısının katılığı, yolsuzlukların yaygınlaşması gibi nedenlerle işler kötüye gitti. Yabancı sermaye ülkeyi terk etmeye başladı. Tek partinin boğucu dogması ve tekeli, çok çalışkan ve fedakár bir milletin önünü kesiyor.
Paylaş