TÜRK diplomasisinde büyük iz bırakan bir simayı, Kámuran Gürün’ü iki gün önce kaybettik. Gürün sadece olağanüstü yetenekli bir diplomat değil, aynı zamanda bir tarihçi ve bir yazardı.
Güçlü kişiliği, insani vasıfları, dostluklarına sadakati ile kendi kuşağındaki arkadaşlarının, daha genç hariciyecilerin ve çeşitli görevlerde işbirliği yaptığı her meslekten kimselerin hayranlığını, sevgisini ve saygısını kazanmıştı. Arkasında çok sayıda dost bırakıyor.
* * *
Dışişleri Bakanlığı’nda süratle yükselen Gürün, daha 40 yaşına varmadan Ekonomik İşler Müsteşar Yardımcısı iken en çetin müzakereleri yürütmekle görevlendirilmişti. İnanılmaz bir çalışma gücü, meselelerin derinine ve bütün ayrıntılarına derhal nüfuz eden cevval bir zekásı ve muhataplarına otoritesini doğal olarak kabul ettirme kapasitesi vardı.
Ekonomik işlerin sorumluluğunu taşıdığı süre içinde Avrupa Ekonomik Topluluğu ile Ortaklık Anlaşması’nın müzakeresinde rahmetli Büyükelçi Tevfik Saracoğlu ile birlikte en aktif rolü oynadı. Daha sonra Turgut Özal’ın bile daha Avrupa Birliği’ne karşı olduğu dönemlerde Türkiye’nin AB davasının başta gelen savunucularından biriydi.
Kámuran, 1967 yılında, yine çok değerli bir diplomat olan, fakat mesleğini onun için feda eden, Türk kamuoyunun çok iyi tanıdığı Gencay Gürün ile evlendi. O tarihte Bükreş’e büyükelçi tayin edilmişti. Ankarapalas’ta yeni evlilerin verdikleri veda kokteylini hiç unutamam. Onlara bakarken Türkiye’yi temsil etmek için bundan daha mükemmel bir çiftin bulunamayacağını düşünüyordum.
Nitekim Bükreş’te, Paris’te ve Atina’da ne kadar başarılı olduklarını ve ne kadar sevildiklerini yakından gördüm. Kámuran, Atina’da zaten halefim olmuştu. Gencay ile büyükelçiliğe geldikleri gün, yeni görev yerim olan Moskova’dan ısmarladığım bir çiçek sepeti ve başarı dileklerimi ileten bir mektup kendilerini bekliyordu.
Gürün 12 Eylül 1980’de Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığı’na getirildi. Ermeni teröristlerin diplomatlarımızı birbiri ardından vurduğu bir dönemde müsteşarlığın çok ağır yüküne rağmen ’Ermeni Dosyası’ kitabını hazırladı. Bu kitap bugün dahi Ermeni sorununu inceleyen yerli ve yabancı araştırmacılar için vazgeçilmez bir referanstır.
* * *
Gürün 1982’de Bonn Büyükelçiliği’ne tayin edilmişken bakanlıktan ayrılmayı tercih etti. Çeşitli görevlerde bulundu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde ve Marmara Üniversitesi’nde Türk Dış Politikası dersleri verdi, Güneş ve Hürriyet gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı.
Türklerin tarihi, Türkiye’nin uluslararası ilişkileri ve İkinci Dünya Savaşı hakkında birçok eseri var. Son zamanlarda ise roman yazmaya başlamıştı.
Geçtiğimiz günlerde yeni yayımlanan ‘Doğu’nun Çağrısı’nı okuyordum. Büyük bir duyarlılık yansıtan bir siyasi roman, aynı zamanda Kürt meselesinin çözümü hakkındaki vizyonunu açıklyor.
Kámuran hakkında daha yazılacak çok şey var, bir köşeye sığmaz. Allah rahmet eylesin.