Paylaş
Dışişleri Bakanlığı öteden beri zaman zaman haksız eleştirilerin, suçlamaların ve hatta hakaretlerin hedefi olur. Bunların çoğu önyargıdan, bilgisizlikten, zaptedilemeyen bazı zihinsel eğilimlerden veya duygusal dürtülerden kaynaklanır. Çok kere de kamuoyunu etkilemek için olaylar kasıtlı olarak saptırılır.
***
Galatasaray-Leeds maçı sırasında yine aynı olgular yaşandı. Londra Büyükelçisi'ne ve genellikle bütün Dışişleri camiasına ithamlarda bulunuldu. ‘‘Dışişleri mensuplarının en azından bir bölümünün onur kavramını yitirdikleri’’ gibi, hazin iddialar ileri sürüldü. Bunlara karşı sağduyulu çevrelerden ve hatta basının içinden de çok kuvvetli tepkiler geldi.
***
Burada aynı tartışmalara girmeden olaylar hakkında yaptığım araştırmanın sonuçlarını belirtmek istiyorum.
- Londra Büyükelçisi, Leeds-Arsenal maçını izlemek üzere Leeds'e gelen Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim'in güvenliği için gereken önlemlerin alınmasını sağlamıştı. Terim'e Leeds'e ayak bastığı andan itibaren altı İngiliz koruma tahsis edildi. İleri sürüldüğü gibi, ayrıca Büyükelçilik'ten bir Türk güvenlik memuruna hiçbir suretle ihtiyaç yoktu. İngiltere'deki kurallara göre bu memurun silah taşıması zaten imkánsızdı. Terim'i karşılamak için Londra'dan 300 kilometreden fazla mesafe bulunan Leeds'e Büyükelçilik'ten bir temsilci gönderilmediği için yapılan eleştirinin ise hiçbir tutar tarafı yok. Garip bir protokol saplantısından ibaret.
- Galatasaray yönetimi, elinde bulunan 80 davetiyeden bir tanesini bile Büyükelçiliğe vermedi. İngiltere'de bizdeki gibi şeref tribünleri olmadığından Büyükelçi ancak Leeds'in gönderdiği davetiyeyle maçı izleyebildi.
- Galatasaray ekibini Büyükelçilik Müsteşarı ve Başkonsolos karşıladı ve beraberce otobüse bindiler, fakat Galatasaraylı yöneticiler tarafından indirildiler.
- Davetiyesi olmayan üç milletvekili nasılsa buldukları geçersiz biletlerle Leeds taraftarlarının doldurduğu tribünlere girmek istediler, kimlikleri son dakikada fark edilince engellendiler.
- Maçın televizyonda yayın hakkı sadece ‘‘Sky TV’’ye ve ‘‘Cine 5’’e verildiği halde bazı Türk televizyon kanallarının kameramanları İngiliz yetkililerin uyarılarına rağmen çekim yapmaya teşebbüs ettiler. Filmler ellerinden alındı.
- Fatih Altaylı, 20 Nisan tarihli Hürriyet Gazetesi'nde, bir televizyon mülakatı sırasında Ali Kırca'nın Londra Büyükelçisi'ne şu soruyu yönelttiğini naklediyor: ‘‘İngilizler VIP listesinden gelecek Galatasaray taraftarlarının olay çıkartmayacak eğitimli, kültürlü insanlar olmasını istiyor. Bu biraz garip değil mi?’’ Altaylı'ya göre Büyükelçi, ‘‘Ee, tabii bu konuda biraz hassaslar’’ gibisinden bir yanıt veriyor. Oysa gerçekler değişik. Bir kere VIP listesi için koşul ileri süren İngilizler değil, UEFA. İkincisi, Büyükelçi, Ali Kırca ile aynı hassasiyeti paylaştığını belirtiyor. Kaldı ki, VIP listesine dahil olmanın mutlaka iyi davranış garantisi olmadığı Londra'da ortaya çıktı. Meclis'teki son zorbalık hareketlerini de anımsayalım.
***
Cumhurbaşkanı, Londra Büyükelçisi'ne maçın olaysız cereyan etmesindeki katkısına teşekkür eden bir mesaj gönderdi. Bakanlık da Büyükelçi'ye güvenini teyit etti. Fakat ne de olsa bütün bir camiayı hedef alan hakaretler Dışişleri mensupları arasında büyük infial uyandırdı. Büyükelçiyi takiben özellikle birçok genç memur dava açmaya hazırlanıyor. Emekli büyükelçiler, Dışişleri Bakanı'ndan kamuoyuna tepkisini açıklamasını istediler.
***
Olupbitenlerden bir ders almak lazım: Milli şerefi korumak herkesin vakarla hareketine bağlıdır. Başarı insanın beynine vurmamalıdır. Asıl büyüklük tevazudadır. Onur kavramı, haksızlık yapıldığı zaman özür dilemeyi gerektirir.
Paylaş