İlter Türkmen: Nihayet sağduyu

İlter Türkmen
Haberin Devamı

ANAYASA Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'in koalisyon ortaklarınca cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesi ve buna muhalefet partilerince destek verilmesiyle bir anda ülkeye rahatlık ve güven duygusu geldi, topluma bir uzlaşma havası yayıldı. Bundan sonra TBMM'de yapılacak seçimin normal olarak basit bir formaliteden ibaret kalması gerekir.

***

Sezer'in tercih edilmesi, birçok açıdan çok isabetli oldu. Her şeyden önce belirtmek gerekir ki 1982 Anayasası, cumhurbaşkanının yetkilerini artırmış olsa bile, yönetim biçimi yine parlamenter sistemdir ve dolayısıyla cumhurbaşkanının tarafsız olmasında büyük yarar vardır. Parti başkanlarının bu mevkiye getirilmeleri eğilimi devam etseydi, sonunda kaçınılmaz olarak ağır sıkıntılar yaşanacaktı. Cumhurbaşkanı Özal ile Başbakan Demirel arasındaki inanılmaz gerginlik ve husumet nasıl unutulur? Cumhurbaşkanı Demirel ile Başbakan Ecevit'in iyi geçinmeleri ve dayanışma içinde olmaları her zaman tekrarlanmayacak koşulların sonucudur. Demirel'in DYP üzerindeki kontrol ve nüfuzunu kaybetmesi, onu ister istemez depolitize etmişti. Cumhuriyetin temel değerleri ile demokrasinin temel prensipleri arasındaki hassas dengeler iki kıdemli politikacıyı kader birliği yapmaya zorluyordu. Nitekim Demirel ve Ecevit uzun siyasal yaşamlarında ülkeye en büyük hizmeti son yıllarda yaptılar.

***

Şimdiki aşamada, seçilmesi mümkün olsa bile bir parti liderinin cumhurbaşkanı olması, önümüzdeki kritik 7 yıl içinde sancılı durumlara yol açabilecekti. Meclis içinden bir başka adayın seçilmesine ise politik denklem elverişli gözükmüyordu. Tesadüfi bir cumhurbaşkanına mahkûm olmak tehlikesi ciddiydi.

***

İtiraf edeyim ki, Sezer'in adını duyar duymaz, ilk düşüncem şu oldu: ‘‘Neden bu kadar doğum sancısı çektirdiler ve endişelendirdiler?’’ Bir ara öyle isimler dolaştı ki, gülümseme ile ürperme arasında gidip geldik. Bereket versin korku filmi bitti. Fransızlar'ın bir deyimi vardır: ‘‘İyi biten her şey iyidir.’’

Cumhurbaşkanlığı gibi bir makamda, yetenekleri ne olursa olsun kimsenin başarısı peşinen garantili değildir. Çünkü zeká, bilgi ve tecrübe yanında karakter kuvveti ve dengesi ile siyasal içgüdü şarttır. Bu hasletlerin mevcut olup olmadığı ise ancak çetin sınavlardan sonra anlaşılır. Fakat göstergelerin çoğu Sezer'in bugün cumhurbaşkanında aranılan ana vasıflara sahip olduğunu kanıtlıyor. Anayasa Mahkemesi'ndeki yaklaşımları takdir toplarken geçen yıl nisan ayında mahkemenin kuruluş yıldönümünde demokrasi prensiplerini, hukuk devleti kavramını ve özellikle düşünceyi açıklama özgürlüğünü vurgulayan konuşması derin iz bırakmıştı. Bu konuşma aslında Kopenhag kriterlerinin hemen tamamını kapsadığı için Sezer'in seçilmesi, Avrupa Birliği üzerinde olumlu bir etki yapacaktır. Cumhurbaşkanı adayının ‘‘Türk hukuk mevzuatındaki yasakların çoğunun çağdaş demokrasilerde kabul gören ilkelerle bağdaşmadığı’’ yolundaki düşüncesi, AB'ye zihinsel yaklaşımımızda köklü değişikliklere ivme kazandırabilir.

***

Sezer, iki gün önce yaptığı konuşmada, geçen yılki konuşmasının genel çizgisinde kalmakla beraber, bu defa atamalar konusunda yargının, galiba diğer demokratik ülkelerin bile ötesinde, mutlak bağımsızlığı üzerinde uzun uzun duruyor, idari yargının kapsamasının tahkim yasasıyla daraltılmasına karşı çıkıyor ve özlü Anayasa değişiklikleri öneriyor. Bu konuşmayı değerlendirmek o kadar kolay değil. Bir Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın salt hukuk açısından yaklaşımını yansıtıyor. Cumhurbaşkanı olduğu takdirde siyasal, ekonomik ve sosyal gerçekleri de göz önünde bulundurarak sorunlara bakış açısını herhalde genişletir.

Sezer'in adaylığı üzerinde varılan uzlaşma, sağduyunun ve basiretin zaferidir. Ülkemizin ve demokrasimizin istikbaline güveni artırmıştır.

Yazarın Tüm Yazıları