NATO’nun haziran sonunda İstanbul’da yapacağı zirve toplantısı birçok açıdan önemli.
Her şeyden önce zirve, ittifakın yeni genişlemesinden sonra yapılan ilk toplantı olacak. 7 ülkenin katılımı ile ittifakın üye sayısı 26’ya çıktı. Bu genişlemenin sayesinde Avrupa, tarihinin hiçbir devresinde olmadığı kadar coğrafi birliğini ve klasik anlamda güvenliğini sağlamış bulunuyor.
Ve kuşkusuz NATO’nun değerini en fazla eski Varşova Paktı üyeleri ve Sovyetler Birliği’nden kopan Baltık ülkeleri takdir ediyor. Çağ gerisindeki radikal solcu grupların ve destekleyicilerinin şimdiden başlattıkları NATO karşıtı gösterilere İstanbul’da herhalde en çok onlar hayret edecekler, gözlerine inanamayacaklar.
***
Soğuk Savaş sonrasında NATO yeni koşullara uyum sağlamak için büyük bir değişim içine girdi. NATO ülkelerinin olası bir saldırıya karşı savunması ittifakın temel bir işlevi olmakta devam ediyorsa da, bugün asıl amaç NATO bölgesi dışında istikrara katkıda bulunarak güvenliği korumaktır. Tehdit algılamaları artık farklı. Terörizm, kitle imha silahlarının yayılması, bölgesel ihtilaflar ve devlet sistemlerinin çökmesi başlıca tehditler sayılıyor.
NATO kendi kuvvetlerini bu tehditlere göre yapılandırmak, havadan ve denizden kuvvet nakli kapasitesini artırmak çabası içinde. Acil müdahale gerektiğinde kullanılmak üzere bir ’NATO Tepki Kuvveti’ oluşturuldu. Afganistan, Bosna ve Kosova’daki uluslararası kuvvetlerin sorumluğu NATO’ya ait.
Bosna’da sorumluluk yıl sonunda AB’ye devredilecek. Yeni güvenlik kavramı içinde NATO, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı’nın ittifak dışı üyeleri ile ’Barış için Ortaklık’ ilişkileri kurdu. Rusya ile ise ‘NATO-Rusya’ Konseyi daha geniş bir işbirliğinin çerçevesini oluşturuyor.
***
İstanbul toplantısının gündemindeki en öncelikli sorun Afganistan olacak. NATO Genel Sekreteri, bu ülkedeki NATO askeri mevcudiyetini ve siyasi rolünü artırmak istiyor. Bazı yorumculara göre NATO, Afganistan’da başarılı olursa Irak’ta ve İsrail ile Filistin arasında da rol alabilir.
Irak’ta sorumluluk yüklenmesi için tabii BM Güvenlik Konseyi’nin onayı ve aynı zamanda Irak’ın egemenliğini temsil edecek olan siyasi kurumun daveti gerekecek. Ne var ki Irak’taki gelişmeleri şimdiki aşamada öngörmek mümkün değil.
‘Büyük Ortadoğu’ projesine gelince, NATO Genel Sekreteri konuşmalarında bu konuda çok dikkatli ve ölçülü. NATO’nun rolünü daha çok Akdeniz ülkeleri ile esasen mevcut olan diyalog ve işbirliği çerçevesinde öngörüyor. Ortadoğu’da bugünkü trajik durumun çok iddialı projelere müsait olmadığını biliyor. Bölge ülkelerinin hassasiyetlerinin farkında.
***
İstanbul zirve toplantısının Türkiye için özel bir anlamı var. Başkan Bush, Ankara’ya da bir günlük bir ziyaret yapacak. Yıl sonunda Türkiye ile müzakerelerin başlayıp başlamayacağına karar verecek AB ülkeleri liderlerinin büyük çoğunluğu Türkiye’ye gelecek.
Zirveden öncesi için planlanan birçok sivil toplum etkinlikleri var. Bu arada TESEV’in de katkısı ile Atlantik’in iki yakasından 100’ün üzerinde akademisyen, gazeteci ve yetkililerin iştirak edeceği bir konferans gerçekleşecek.
Türkiye için NATO zirvesi hem liderleri, hem de ABD ve AB kamuoyunu etkilemek bakımından eşsiz bir fırsat. Eurovision, Avrupa’da beklentilerin de üstünde etkili oldu, sıra NATO zirvesinde!