İlter Türkmen: KKTC ekonomisi

İlter TÜRKMEN
Haberin Devamı

Kuzey Kıbrıs'ın ekonomisi Türkiye'ye çok bağlı bulunduğundan bizdeki ekonomik ve sosyal sorunlar kaçınılmaz olarak KKTC'ye sıçrıyor. Para birimi Türk Lirası olduğu için enflasyon oranını aynen ihraç ediyoruz. Sosyal hastalıklar da sirayet ediyor. Eskiden hemen hemen hiç suç işlenmezken, şimdi KKTC'de bir yeraltı dünyası var. Mafyalar aralarında hesaplaşıyorlar. Beyaz kadın ticareti ve uyuşturucu kaçakçılığı ile zor mücadele ediliyor.

***

1974'ten sonra, Türkiye Kuzey Kıbrıs'ın güvenliğini ve fiili bağımsızlığını sağlarken ekonomik alanda aynı başarıyı göstermekten uzak kaldı. Büyük hatalar yapıldı. Türkiye'deki verimsiz devletçiliği aynen uygulama girişimi fiyaskoyla sonuçlandı. Altyapı yatırımları dışında Türkiye, KKTC ekonomisinin büyümesine ciddi bir katkıda bulunmadı. Bugün Kuzey Kıbrıs'ta fert başına düşen milli gelir güneydekinin dörtte biri kadar. Güneyin ekonomik açıdan Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerinde en ufak bir güçlüğü yok. Daha dikkatli ve uzun süreli bir politika izlenseydi, nüfusu en fazla 200.000 olan kuzeyin 25 yılda bugünkünden çok daha yüksek bir gelişme düzeyine varması işten değildi. Bugün yine fazla bir şey yapılmıyor. Türkiye ile KKTC arasında entegrasyona gidileceği yolundaki tantanalı resmi demeçlere rağmen Kuzey Kıbrıslılar, Türkiye'ye mal ihraç ederken gümrüklerde hálá çeşit çeşit zorluklarla karşılaşıyorlar.

***

Bankalar krizi ekonomik bunalımı süratlendirdi. Bizzat Cumhurbaşkanı Denktaş, ülke ekonomisinde tüm sektörlerde sorunların biriktiğini, bankalarla ilgili söylentilerin ve güvensizliğin devam ettiğini, çarşının kan ağladığını, icraların insanların kapısına dayandığını açıkça ifadeden çekinmedi. Nitekim, geçen hafta Başbakan Ecevit ile Denktaş'ın yaptığı temasların ekonomi üzerinde yoğunlaştığı anlaşılıyor.

***

Ekonomik buhranda KKTC'ye karşı AB'nin uyguladığı ambargonun kuşkusuz önemli bir payı var. Avrupa Topluluğu Adalet Divanı'nın Kıbrıslı Rumların başvurusu üzerine aldığı karar gereğince KKTC damgasını taşıyan menşe ve sağlığa uygunluk belgeleri geçerli sayılmıyor ve bu yüzden, AB bölgesine ihracat tamamen engelleniyor. Bu karar AB dışındaki ülkeleri bağlamıyor, fakat onlar da son zamanlarda KKTC'den ithalatı durdurdular veya çok sıkı kontrol altına aldılar. Bu durumda Kuzey Kıbrıs'ın tüm ihracatı 60 milyon dolardan ibaret, bunun yarısı Türkiye'ye gidiyor. Eskiden 400 milyon dolar civarında olan turizm gelirleri de 150-200 milyon dolar seviyesine geriledi. KKTC'yi ayakta tutan biraz bu turizm, son zamanlarda sayıları süratle artmakta olan ve özellikle Türkiye'den müşteri bulan kumarhane-oteller, öğrencilerinin önemli bir kısmı Türkiye'den gelen üniversiteler ve Türkiye'nin yardımları.

***

KKTC'nin Türkiye'ye büyük bir yük teşkil ettiği sanılmamalı. Yardımların tutarı yılda 100 milyon dolar civarında. Buna karşılık KKTC, nüfusuna oranla Türkiye için küçümsenemeyecek bir pazar, ihracatımız yılda 300 milyon doları buluyor.

***

İki hafta önce Kıbrıs'ta yaptığım gözlem doğruysa, ekonomik ve sosyal sıkıntılar, kamuoyunu, umudunu AB üyeliğine bağlamaya sevk etmiş. Kuzey Kıbrıslılar ekonomik istikballerini Avrupa Birliği'yle bütünleşmede görüyorlar. Fakat aynı zamanda Türkiye'nin etkin güvencesini talep ediyorlar. Bazıları konfederasyonda ısrarlı, diğerleri Türkiye'nin teminatı olmak koşuluyla federasyona razı.

***

KKTC'de bugün sıkıntılı ve yapay bir durum var. AB'ye üyelik perspektifi içinde Kıbrıs sorununun çözümünü kapsayan bir politika üretmek ve uygulamak için Türkiye'nin ve KKTC'nin önünde fazla vakit yok. Azami 2-3 yıl. Bu süreyi iyi kullanmak gerek.

Yazarın Tüm Yazıları