Irak’ta gidişat

AMERİKALILAR Irak hakkında hep kötü ve moral bozucu haberlerin medyaya yansıdığından, iyi haberlerin ise gözden kaçtığından şikáyetçiler. ABD Dışişleri Bakanlığı bu nedenle Irak’ta güvenlik sorunu çözümlenmediyse de birçok alanda önemli ilerlemeler gerçekleştirildiğini belirten bir belge yayımladı.

Bakanlık şimdiye kadarki gelişmeleri söyle özetliyor: Haziran 2003’ten beri petrol satışından elde edilen gelir 18 milyar dolara ulaşmış, tamir edilen ve yeniden trafiğe açılan Umm Kasr limanında yine 18 milyar dolar gümrük vergisi tahsil edilmiş, bu miktar 2004 sonunda 26 milyar dolara yükselecekmiş.

Önemli köprüler onarılmış, 11 milyonluk bir nüfusun ihtiyacını karşılayacak su ve kanalizasyon projeleri inşa halinde. Halen 100.000 Iraklı güvenlik görevlisi mevcut, 62.000 Irak ordusu mensubu ya aktif görevde veya eğitimde. Onarılan okul sayısı 2.405, ortaokulllar için 33.000 öğretmen eğitilmiş, 8.7 milyon okul kitabı yeniden basılarak dağıtılmış.

Sağlık alanında 110 klinik açılmış, 2.500 sağlık memuru eğitilmiş, beş milyon çocuk aşılanmış. Kadınlar için 28 sosyal merkez açılmış, Irak hükümetinde 6 kadın bakan ve 7 bakan yardımcısı var. Iraklılar artık bütün dünya haberlerine ulaşabiliyorlar, gazete sayısı 300.

***

Bütün bunlar iyi de Irak’ta siyasi istikrarın ve sürekli güvenliğin nasıl sağlanacağı konusunda pek iyi haberler gelmiyor. Cesur ve azimli bir lider izlenimi veren Başbakan Allavi, Felluce saldırısına yeşil ışık yakmakla büyük bir siyasi riske girdi.

Allavi’nin ve Amerikalıların amacı Irak’ta Sünni direncini kırarak gelecek yıl ocak ayında yapılacak seçimlerin önündeki en çetin engeli ortadan kaldırmak. Fakat şimdiden en büyük Sünni siyasi partisi hükümet ortaklığını terk etti. Bir Sünni olan Cumhurbaşkanı Yaver de istifa tehdidinde bulundu.

Sünnilerin toptan ocak seçimlerini boykot etmesi ve bu suretle yeni kurulacak meclis ve hükümetin meşruiyetinin tartışmalı hale gelmesi olasılığı kuvvetli görülüyor. Kaldı ki Felluce’de askeri başarının Sünni ayaklanmasının sonu olacağına inanmayanlar çok.

Artık iyice anlaşılıyor ki bu direnç ABD’nin işgalinden sonra gelişmiş bir hareket değil. Saddam Hüseyin’in savaştan önce stratejisini geliştirdiği ve ayrıntılı uygulamasını hazırladığı bir eylem.

Sabık diktatör bu çerçevede daha Amerikan askeri operasyonu başlayacağı sırada yüzlerce El Kaide ile bağlantılı teröristin İran üzerinden gelmesine de izin vermiş. On binlerce daha Iraklının katlini göze alan kıyasıya bir mücadele söz konusu.

***

Galiba Iraklıların çilesi bir mucize olmadığı takdirde kolay kolay bitmeyecek. İyimser senaryoların hiçbiri çok inandırıcı değil. Felaket senaryoları ise birbirinden korkutucu.

Amerikalıların pamuk ipliğine bağlı yapay bir siyasi yapı oluşturduktan sonra tamamen veya kısmen çekilmeleri ve Irak’ın bir süre sonra kanlı bir iç savaşa sürüklenerek Ortadoğu’daki dengeleri altüst etmesi de ihtimal dışı sayılmamalıdır.

Unutmamak gerekir bir ülkenin iç dinamiklerine rağmen ona bir model uygulamak imkánı yoktur. Belki Amerikalılar sonunda Irak’ta giriştikleri maceradan gerekli dersi çıkartırlar, ancak Irak’ın ve bölgenin ödeyeceği bedel çok ağır olur. Dünyanın da, çünkü Irak’ta yenilgi köktendinci teröre muazzam bir ivme kazandıracaktır.

Irak’ta güttüğü politika ne kadar sorumsuz ve hatalı görülürse görülsün, ABD’nin yuvarlandığı açmazdan kurtulmasına ve daha gerçekçi ve akılcı bir siyasete yönelmesine yardım etmek bütün ülkelerin çıkarınadır.
Yazarın Tüm Yazıları