Gazze’deki facia ve Filistin’in istikbali

SOYUT olarak Arap-İsrail ihtilafına çözüm bulma yolunda diplomatik çabalar sürüyor. Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair de bir süper Özel Temsilci konumunda.

Ne var ki, çözüm perspektifleri hiç bu kadar karanlık olmamıştı. Hamas-El Fetih çatışmasından sonra Filistin fiilen ikiye bölünmüş durumda.

Eski İsrail Başbakanı Ariel Sharon’un Gazze’yi tek taraflı terk etmesinin amacı Filistinlilerin birbirleri ile boğuşmaları ve barış umutlarının tamamen çökmesi idiyse, bu amaca bugün varılmıştır.

* * *

Fakat Gazze’de politik açmazın yanı sıra bir büyük insanlık faciası yaşanıyor. İsrail Gazze’den çekildi, fakat onu tam bir kuşatmaya tabi tutuyor. Sınırlarının tümü fiilen İsrail’in kontrolü altında.

Örneğin Mısır’a tedaviye gidenler bile evlerine dönemiyorlar. Hamas yönetimine tepki yüzünden İsrail’in Gazzelilerden tahsil ettiği dolaylı vergiler onlara iade edilmiyor. Gazze’deki sanayi tesisleri ara madde ithal edemediklerinden çok yakında kapanmak tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyorlar. Bunun sonucunda 120 bin kişi işsiz kalabilecek.

Gazze’nin tarımı da büyük sıkıntı içinde. Üretim için ihtiyaç duyulan maddeler ithal edilemediği gibi ihracat kapısı kapanmış bulunuyor. Uluslararası kuruluşların Gazze için hazırladıkları kapsamlı projelerden hiçbiri uygulanamıyor.

Bu kuruluşların hepsinin Gazze’nin izolasyonuna son verilmesi konusundaki çağrılarına İsrail uymak niyetinde değil. Gazze’de başka tehlikeler de mevcut. El Kaide orada şimdi kendisine çok müsait bir ortam buldu.

* * *

Gazze halkı Hamas’a oy verdiği için cezalandırılıyor. Buna karşılık bütün yardımlar Mahmut Abbas yönetimi altındaki Batı yakasına gidiyor.

İyi de, halkın Hamas’a oy vermesinin asıl nedeni o yönetimin zaafı ve ayyuka çıkmış yolsuzluklarıydı. Unutmamak gerekir ki Hamas Batı yakasında da güçlü. Orada da bir hesaplaşma olasılığı yok değil.

Hamas’ın İsrail ile barışa taraftar olmadığı bir gerçek ise de bu nedenle bütün bir halkı cezalandırmaktan daha büyük bir adaletsizlik olamaz. Hem Gazze ve hem de Batı yakası hukuken işgal devleti olan İsrail’in sorumluluğu altında ve İsrail açıkça bu sorumluluğunu yerine getirmeyi reddediyor.

* * *

İsrail-Filistin ihtilafını çözümlemek için bu aşamada sarf edilen çabaların sonuç vermesi imkánsız olduğuna göre özellikle bölge devletlerinin öncelikle Gazze’deki 1,400,000 Filistinlinin uğradığı haksızlığa bir çare bulmaları gerekir.

Tecrit politikasının halkı Hamas’tan soğutması beklenemez. Aksine Hamas Batı yakasında da daha fazla kuvvetlenebilir. Hamas benzeri siyasi partiler başka Arap ülkelerinde ve ilk başta Ürdün’de daha fazla destek cezbedebilirler.

Unutulmamalıdır ki bugün Hamas’a karşı yaptırımlara ses çıkarmayan devletler onun kuvvetlenmesine geçmişte bir hayli katkıda bulunmuşlardı. Bu devletler şimdi hiç değilse Gazzelilerin serbetçe kullanabilecekleri bir sınır kapısının süratle açılmasında ısrar etmelidirler.
Yazarın Tüm Yazıları