İlter Türkmen: Çeçenlerin kaderi

İlter TÜRKMEN
Haberin Devamı

Dünyanın en nüfuzlu ülkelerinin liderleri bu hafta İstanbul'da AGİT zirvesinde Çeçenlerin kaderi üzerine eğilecekler. ‘‘Consensus’’ kuralı ile bağlı olan bu örgütte bir karar alınması sözkonusu değil. Olsa olsa, üye ülkeler kamu oylarının tepkisini ve insancıl kaygılarını dile getirecekler. Rusya'nın Çeçenlerle barış müzakerelerine bir an önce başlaması için toplantıda ve ikili görüşmelerde çağrıda bulunacaklar.

***

Coğrafyanın mahkumu Çeçenlerin hazin tarihi 1722'de Kuzey Kafkasya'nın Rusların eline geçmesi ile başlıyor. Yine 18'inci asırda Nakşibendi şeyhlerinin etkisi altında İslam dinini benimsiyorlar ve Ruslara karşı dinden ilhamını alan şevkle 150 yıl sürecek bir isyanı başlatıylorlar. 18'inci asırda Şeyh Mansur ve 19'uncu asırda Rus ordusunu on yıl durduran Şeyh Şamil bu yaşam ve bağımsızlık savaşının kahramanları. Çeçenler 1917 Bolşevik ihtilalinden sonra yine ayaklanıyor. 1944'te Stalin, onları Almanlarla işbirliği içinde olmakla suçlayarak, Orta Asya'da sürgüne gönderiyor, ancak 1957'de topraklarına geri dönebiliyorlar. Soğuk Savaş sonrasında Kafkasya'nın başlıca mazlumları yine Çeçenler. 1994-96 yılları arasındaki amansız savaşta 40.000 ölü veriyorlar. Grozni tahrip oluyor, fakat Rus kuvvetleri ülkeyi terk ediyor. Bir anlaşma imzalanıyorsa da Çeçenistan'ın siyasi statüsü askıda kalıyor.

***

Rusya şimdiki askeri harekátının köktendinci terörizme karşı olduğunu iddia ediyor ve Çeçenistan'da üslenmiş militanları Dağıstan'daki tedhiş eylemlerinden ve Moskova ve St.Petersburg'da 300 kadar kişinin ölümüne neden olan bomba saldırılarından sorumlu tutuyor. Bu nedenle 1994-96 savaşının aksine Rus kamuoyu bu defa sertlik politikasını destekliyor. Başbakan Putin gelecek yılki Başkanlık seçimleri için puan kazanıyor.

Afganistan'da Rus kuvvetlerine karşı savaşmak için ABD ve Suudi Arabistan tarafından 1980'li yıllarda finanse edilen ve CIA tarafından eğitilen köktendinci mücahitlerin yalnız Dağıstan ve Çeçenistan'da değil, fakat Orta Asya'da ve özellikle Kırgızistan'da mevcudiyetleri bir gerçek. Çeçenistan'ın son zamanlarda örgütlü suçların bir merkezi haline geldiği de inkár edilemez. ABD ve Batılıların bir kısmı bu nedenle temkinli davranıyorlar, bir terör sorunu olduğunu kabul ediyorlar, fakat problemin bundan ibaret olmadığını vurguluyorlar.

***

Uluslararası kuruluşların yapabileceği fazla bir şey yok. Kanada konuyu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne getirmeyi denedi, ancak sadece Rusya'nın değil, Çin'in de muhalefeti ile karşılaştı. Çin, Tibet, Tayvan ve belki de Doğu Türkistan yüzünden, iç meseleler olarak algıladığı sorunlara konseyin müdahalesine şiddetle karşı.

Çeçenistan Kosova'ya benzetilebilir mi? Amerikalılar, Sırpların aksine Rusların kasıtlı bir etnik temizliğe girişmediklerini belirtiyorlar. Oysa sonuç farklı değil. 200.000 Çeçen komşu bölgelere iltica etti bile. İki konu arasındaki temel fark, Rusya'nın Sırbistan olmaması! Aynı yaptırımlar ve aynı askeri dayatma Rusya'ya uygulanamaz.

***

AGİT zirvesi ister istemez Çeçenisten sorunundan olumsuz etkilenecektir. Örneğin, toplantıda konvansiyonel silahlar alanında yeni tavanlar saptanacak ve Rusya'ya Kafkasya bölgesi için daha yüksek tavanlar tanınacak. Fakat bu tavanlar da aşıldı bile. Konferansın asıl etkinliği, ‘‘Avrupa Güvenlik Şartı’’nın kabulü olacaktı. Soğuk Savaş sonrasının siyasal felsefesini ve yeni Avrupa düzeninin prensiplerini yansıtan iddialı bir belge... Çeçenistan olayları ışığında belgenin inandırıcılığı şimdiden zedelenmiş durumda.



Yazarın Tüm Yazıları