Paylaş
ABD Temsilciler Meclisi'nde ele alınan ‘‘Ermeni soykırımı’’na ilişkin karar tasarısının ibret verici perde arkasını 9 Ekim tarihli New York Times ve Washington Post gazeteleri kapsamlı haber ve yorumlarıyla iyice aydınlattılar. Tam bir ‘‘pire için yorgan yakma’’ hikáyesi. Hazin kahramanı da Temsilciler Meclisi üyelerinden Cumhuriyetçi James E.Rogan. Dış politikadan zerre kadar anlamıyor, bütün yasama çalışmalarını bazı sosyal konular üzerinde yoğunlaştırmış. Fakat yaklaşan seçimlerde kaybetme tehlikesi belirince Kaliforniya'daki seçim bölgesinde 20-25.000 kadar Ermeni kökenli seçmenin oylarına sarılmaktan başka çare kalmıyor. Temsilciler Meclisi Başkanı Hastert de tasarının Meclis'ten geçmesini sağlamayı üstleniyor. Rogan hayatında ilk defa ABD dışına çıkarak Ermenistan'ı ziyaret ediyor.
***
Rogan, Ermeni seçmenlerini kendisine çekmek için bu atılımları yapınca, Kaliforniya'daki rakibi Eyalet Senatörü Adam Shiff de ondan geri kalır mı? Hemen atağa geçiyor ve Kaliforniya üniversitelerinde Türkiye'nin kürsü finanse etmesini yasaklayan, ‘‘katliam’’ları belgeleyen filmlere mali destek sağlayan ve 1915 olaylarından zarar gören Ermeni ailelerin tazminat istemesine izin veren bir yasayı Eyalet Senatosu'ndan geçiriyor.
***
Gerek New York Times, gerek Washington Post, Temsilciler Meclisi'ndeki gelişmelerin tipik bir özel çıkar-milli çıkar çatışması olduğuna dikkat çekiyorlar ve Türk-Amerikan ilişkilerinin ciddi şekilde zedelenebileceği uyarısında bulunuyorlar. Amerikan hükümetinin bütün ağır toplarını harekete geçirerek kararın kabulünü önlemeye çalıştığını, Türk hükümetinin de resmi temsilcileri ve lobi yapmak için oldukça yüksek ücretlerle tuttuğu tanınmış Amerikalı politikacılar vasıtasıyla büyük mücadele verdiğini vurguluyorlar. Yine bu gazetelerin yazılarından, İncirlik Üssü'nün Amerikan uçaklarınca kullanılmasına kısıtlama getirilmesi ve savunma kontratlarının iptali olasılığından ABD yönetiminin gerçekten endişe duyduğunu anlıyoruz. Washington'daki Rus diplomatları bu durumda helikopter ihalesini Rusların kazanacağı umudunu beslemeye bile başlamışlar. İyi de, Ermenistan'a en büyük desteği veren Rusya'dan başkası mı?
***
Karar tasarısının uzun metni tam bir ciddiyetsizlik örneği. Çok uzun giriş kısmında sıralanan bir sürü sözde tarihi iddialar yanında Birleşmiş Milletler'in ‘‘Ermeni soykırımı’’nı kabul ettiği gibi kocaman yalanlar var. Birleşmiş Milletler'in sözcüsü de esasen tekzip etmiş. Türkiye Cumhuriyeti'nin ‘‘soykırım’’dan sorumlu olmadığı yolunda metnin deklarasyon kısmına eklenen hüküm ise herhalde işin çığrından çıkarak tazminat konusunun deşilmesini önlemeye yönelik.
***
Amerika'nın en önemli iki gazetesinde çıkan yazıların bir başka açıdan da değerlendirilmesinde yarar var. Türkiye'de şimdiye kadar genellikle Ermeni lobilerinin faaliyetlerinin arkasında Ermenistan'ın bulunduğu kanaati yaygındı. Ermenistan'ın bu işte masum olamadığı muhakkak ise de, tek ve başlıca sorumlu olarak hálá görülebilir mi? Türkiye'ye ekmek parası kazanmak umuduyla sığınanların veya ülkemize turizm veya ticaret için gelen Ermenistan uyrukluların cezalandırılması ne kadar hakkaniyete uygun ve isabetli? Bu soruları kendimize sormamız lazım.
Tasarı, Temsilciler Meclisi'nde kabul edilirse mukabil tedbirler almamız kaçınılmaz ve gerekli. Ancak bunları, sadece kısa vadeli değil, uzun vadeli sonuçlarını ve imajımızı da göz önünde tutarak saptamalıyız. Politik ve ekonomik önlemler yanında bazı sembolik tepkiler de akla geliyor. Hatırlıyorum, 1970'li yıllarda Birleşmiş Milletler Asamblesi ‘‘siyonizm eşittir ırkçılık’’ kararını kabul ettiği zaman, İsrail Daimi Temsilcisi kürsüye gelerek ‘‘Bu kararı ne yapacağımı şimdi göreceksiniz’’ demiş ve elinde tuttuğu karar metnini yırtıp atmıştı. Gerekirse TBMM'de de böyle bir jest yapılsa fena olmaz.
Paylaş