Paylaş
AVRUPA Birliği'nin siyasal, güvenlik ve ekonomik yönleri Türkiye'nin gündeminde o kadar ağır basıyor ki, AB'nin ilk bakışta aynı derecede ilgi çekici nitelikte olmayan diğer boyutları üzerinde pek durulmuyor. Oysa, AB'nin kültür, hukuk, çevre, bilim ve eğitim alanlarında Türkiye'nin bazılarına üye olmadan şimdiden katılabileceği kapsamlı ve içeriği zengin birçok programı var.
***
Bunlardan birkaçına değinmek istiyorum. Kültür alanında Kaleidoscope programı sanatsal ve kültürel projeler hazırlıyor. Ariane kütüphaneler arasındaki işbirliğini, edebi çevirileri, Avrupa edebiyatlarını kapsıyor. Raphael ortak kültürel mirası saptamak amacını güdüyor. Çevre alanında Life programı AB çevre politikalarını ve mevzuatını irdeliyor, üçüncü ülkelerde sürdürülebilir, başka bir deyimle gelecek kuşaklara zarar vermeyecek bir kalkınma modelini teşvike çaba harcıyor. Bilim, araştırma ve teknoloji alanda Esprit programı endüstriyel teknolojiye ilişkin. IDA bir bilgi toplumu yaratmaya yönelik. İnsan hakları alanında ‘‘Stop’’ çocukların korunmasını amaçlarken, ‘‘Odysseus’’ sığınmacıların ve göçmenlerin haklarını savunuyor.
***
Eğitim alanı çok kapsamlı: Socrates genel eğitim, Leonardo da Vinci ise mesleki eğitime ilişkin. Socrates programının hedefi, eğitime Avrupa boyutunu getirmek ve katılımcı ülkeler arasında eğitim seviyesini yükseltmek. Yaşam boyu öğrenme kavramına kapsamlı bir yaklaşım getiriyor.
***
1995-96 yıllarında Socrates programları sayesinde 316 bin öğrenci eğitimlerinin belirli bir süresini diğer katılımcı ülkelerden birinde geçirdi. 26 bin öğretmen ve öğretim üyesi bir başka Avrupa ülkesinde mesleğini icra etti. 80 bin genç yabancı dil programlarından yararlandı. 2673 üniversite arasında işbirliği programları geliştirildi. Socrates çerçevesinde Lingua programının özel bir önemi var. Amacı, yaşam boyu dil öğrenimini teşvik etmek.
***
Birinci Socrates programı 1995-99 yılları arasında uygulandı. İkinci program ise 2000-2006 yıllarında uygulanacak. Programa 1999'dan beri Türkiye de dahil, fakat bundan yararlanması için yapması gereken daha çok şey var. Program ağırlıklı olarak üniversiteler arasında öğrenci ve öğretim üyesi değişimini öngördüğünden, ilk iş olarak üniversitelerimizin Avrupa üniversiteleri ile anlaşmalar yapmalarına ihtiyaç var. Ayrıca, programın yönetimini üstlenecek bir ulusal ajansın faaliyete geçirilmesi şart. Üniversiteler kendi aralarında anlaşacaklar, fakat uygulama ajans aracılığı ile olacak. Türkiye henüz bunları yerine getirmiş değil.
***
Socrates çerçevesinde yaklaşık 40.000 Türk öğrenci bir veya iki sömestr Avrupa üniversitelerinde eğitim görme imkânına kavuşacaklar. Türkiye'ye gelecek Avrupalı öğrenciler, Türkiye'yi ve kültürünü daha yakından tanıma fırsatını bulacaklar. Türkiye'de bazı vakıf ve yabancı okullar dışında yabancı dil eğitimi yeterli olmaktan uzak bulunduğu için Lingua programının son derece faydası dokunacak.
***
Şimdiye kadar AB eğitim programlarına gereken önemin verilmediği anlaşılıyor. Her zamanki gibi hazırlanan yasa tasarısı tartışma konusu ve çeşitli kurumlar arasında yetkiyi ele geçirme yarışı var. Ulusal ajansın nereye bağlanacağı belli değil ve bu nedenle ciddi bir vakit kaybına uğranmış bile. En iyisi ajansı, yeni oluşturulan AB İç Koordinasyon Genel Sekreterliği'ne bağlamak.
***
Türkiye AB ile ilgili birçok konuda havanda su dövmekten farklı olmayan ve enerjisini tüketen tartışmalar ve diplomatik çabalar içinde. Socrates ise bir an önce gerçekleştirilirse, süratle meyve verecek somut bir proje. Bir ülkenin istikbali için insana yatırımdan daha anlamlı ne olabilir?
Paylaş