İlter Türkmen: Avrupa Birliği ve federalizm

İlter TÜRKMEN
Haberin Devamı

ALMANYA Dışişleri Bakanı Joscha Fischer'in mayıs ayındaki bir demecinde şahsi fikri olarak ‘‘Avrupa'da konfederasyondan federasyona’’ temasını işlemesi yoğun tartışmalara yol açtı. Fischer'in sözleri, Almanya'nın Avrupa'daki liderlik iddia ve güdülerinden sürekli kuşkulanan Fransa'da özellikle yankı buldu, tarihi önyargılar ve algılamalar yine su yüzüne çıktı.

***

Aslında uzun sürede federasyon amacı AB'nin fikir babalarında ve politikacıların bir kısmında her zaman mevcuttu. Jean Monnet, AB'nin ilk nüvesi olan Kömür-Çelik Topluluğu projesini 1950'de ortaya atarken, üretimde kurumsal entegrasyonun ileride bir siyasal entegrasyona ve federalizme ivme vereceği düşüncesinden hareket etmişti. Daha sonra, AB'nin ısrarı ile Almanya'nın silahlandırılması kararlaştırılınca, Jean Monnet bu defa bir Avrupa Savunma Topluluğu önerisini ileri sürdü. Bir Avrupa Ordusu kurulacak ve bunun yönetimi uluslarüstü bir otoriye tevdi edilecekti. 1954'te Fransız Parlamentosu kendisine sunulan antlaşma tasarısını gündemine almayı bile reddetti!

***

O tarihten beri federalizm münakaşaları zaman zaman alevlenir. Fischer'in fikirlerinden bazılarını bundan birkaç yıl önce Hıristiyan Demokratlar'dan Wolfgang Schaüble ve Karl Lamers de benimsemişlerdi. Almanya'dan kaynaklanan bu yöndeki atılımları Fransa'daki egemenlikçiler daima bir hegemonya hevesinin tezahürleri olarak gördüler. Almanya'nın Avrupa adına emperyalizme soyunduğunu iddia ettiler.

***

Federalizm tartışmalarının bugün yeniden canlanmasının nedeni, AB'nin genişlemesinin uyandırdığı kaygılar. Genişleme ile AB yapısının belkemiğini teşkil eden entegrasyon olgusunun gevşemesinden endişe duyuluyor. 30 kadar ülkeyi içine alacak bir AB'nin bugün mevcut kurumlar ile yönetilmesinin imkánsız olacağı görüşü yaygın. Oysa, ilk aşamada 2000 yılının sonuna kadar öngörülen kısıtlı kurumsal reformlar üzerinde bile kolay kolay anlaşma sağlanamıyor.

Fransız Dışişleri Bakanı Hubert Vedrine'nin Fischer'e verdiği uzun cevap, aslında meselenin birçok yönlerini aydınlattı. Her iki bakan da genişlemenin sonucu olarak AB içinde bir yönetim krizi yaşanmaması için entegrasyonun daha ileri götürülmesine taraftar. Bugün bile tek para sisteminin ve Avrupa Toplulukları Komisyonu'nun ve Mahkemesi'nin federal unsurlar olduğunu vurguluyorlar. Daha ileri entegrasyon sürecinin ilk safhada ancak bazı ülkeleri kapsayan bir çekirdekten başlamasını gerekli görüyorlar. İki vitesli bir Avrupa tasavvur ediyorlar. Ancak Fransızlar bir ulus-devletler topluluğunu yeğliyorlar ve bu nedenle Fischer'in önerdiği gibi dış ve savunma politikasından özellikle sorumlu olacak bir Federal Başkan ve Parlamento projesine sıcak bakmıyorlar.

***

Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac iki gün önce Berlin'de Alman Parlamentosu ‘‘Reichtag’’ önünde kendi Avrupa vizyonunu belirtti. Özellikle bölgeler, uluslar ve Avrupa arasında yetkileri bölüşecek bir ‘‘Avrupa Anayasası’’ projesini ortaya attı, fakat konuya pek açıklık getirmedi. Daha sonra, basın konferansında ‘‘15 üye ülke arasında uluslarüstü bir hükümete taraftar olan kimseyi görmüyorum’’ dedi. Henüz fikirler berraklık kazanmadıysa da her zamanki gibi AB'nin Almanya ve Fransa'nın öncülüğünde yeni kavramlar ve yapısal modellerle ivme kazanmaya çalıştığını görüyoruz.

***

Federalizm münakaşalarından Türkiye için çıkarılacak dersler var mı? Elbette. Avrupa'da uygulanması zaman alsa dahi sürekli yeni vizyonlar üretilirken, Türkiye bu bakımdan bir çöl. İleriye bakmak şöyle dursun, köhne yönetim şekillerine ve devri geçmiş ideolojilere özlem bile var. Kalıplaşmış düşünce modelleri AB üyeliğimizi engellemiyor mu?

Yazarın Tüm Yazıları