HÜKÜMET 2004 yılının Türkiye'nin kaderi için kritik bir yıl olacağının bilinci içinde AB ülkelerine yönelik kapsamlı bir tanıtma, bilgilendirme ve ikna faaliyeti planlamış bulunuyor.
Çok yerinde bir girişim, çünkü AB Komisyonu Başkanı Prodi'nin geçen ay Türkiye'yi ziyareti sırasında ısrarla belirttiği gibi, AB üyeliği sürecinde Avrupa kamuoyunu ikna etmek önceliklerimizden biri olmalı. Prodi özellikle bu yıl haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Türkiye'nin üyeliğinin yoğun bir tartışma konusu olmasından ve bu tartışmanın Türkiye'ye yıl sonunda müzakere tarihi vermek kararını alacak hükümetleri etkilemesinden kaygı duyuyordu. Nitekim geçen hafta Almanya'da katıldığım bir toplantıda Hıristiyan Demokrat Partisi'nin haziran seçimlerinde Türkiye konusunu kampanya platformunun önemli bir maddesi haline getirmek niyetini taşıdığı Alman katılımcılar tarafından vurgulandı. Türkiye'ye üyelik değil, fakat 'özel statü' verilmesini öneren parti başkanı Dr. Angela Merkel 10 Şubat'ta Ankara'da olacak. Bu ziyaret 20 Şubat'ta Şansölye Gerhardt Schröder'in yapacağı ziyaret kadar, hatta bir bakıma ondan daha önemli. Başbakan ve Dışişleri Bakanı, Merkel'i daha olumlu ve yapıcı bir tutuma sevk etmek için büyük bir gayret sarf etmelidirler.
Avrupa kamuoyunu etkilemenin başlıca dört boyutu var. Bunlardan birincisi kuşkusuz AB politik kriterlerine uyulması yolunda büyük mesafe kat edilmesidir. Henüz bunu başarmış değiliz. Uyum kanunlarının uygulanmasındaki tıkanıklıklar devam ediyor. Bürokrasinin cansiperane mukavemeti daha kırılamadı. İkincisi Avrupa Parlamentosu seçimleri sırasında menfi propagandayı besleyebilecek gelişmeleri ve yol kazalarını mümkün olduğu kadar önlemektir. Leyla Zana o tarihte hálá cezaevinde ise veya Anayasa Mahkemesi DEHAP'ı kapatırsa, hukuken ne kadar haklı olursak olalım bu durumun seçimlerde istismarı kaçınılmaz hale gelir. Üçüncüsü Avrupa'da imajımıza menfi yönde tesir eden öğeleri bertaraf etmek için ciddi çaba harcamaktır. Nihayet dördüncüsü etkili bir bilgilendirme ve tanıtma programıdır.
Avrupa'da ve özellikle Almanya'da imajı bozan unsurlar arasında uyuşturucu ve insan kaçakçılığında Türklerin rolü başta geliyor. Uyuşturucu ticaretinde payları %33, insan kaçakçılığında %21. Türkiye uyuşturucu ticaretinde büyük bir transit ülkesi sayılıyor. Avrupa'ya gelen afyon ve eroinin %80'inin Türkiye'den geçtiği iddiası var. 1999'dan beri örgütlü suçlarla mücadelede Türk hukuku Avrupa hukuku ile ahenkli hale getirildiyse de eksiklikler mevcut. Örneğin insan kaçakçılığının cezası yeterli bulunmuyor. İdam cezasının kaldırılması suçluların iadesini bir ölçüde kolaylaştırmış, ancak iade edilecek suçluların kanunlara aykırı olarak işkenceye tabi tutulabilecekleri endişesi sürüyor. Tabii imajı bozan başka şeyler de var. Bayram sırasında gazetelerimiz yine kurbanlar kesilirken yaşanan dehşet verici sahneleri yansıttılar.
Pozitif imaj yaratmaya gelince, klasik anlamda bir tanıtma kampanyası yeterli olmaz. Böyle kampanyaları geçmişte çok denedik, kaynakları israf ettik ve sonuç alamadık. Prodi buradayken ikna kampanyasının spesifik sektörleri hedef almasını salık vermişti. Türkiye'nin üyeliği konusunda en duyarlı kesimler üzerinde çalışmak lazım. Bunların başında tarımcılar ve sendikalar geliyor. Onları Türkiye'nin tarımının ve el emeğinin çıkarlarına zarar vermeyeceğine, üyelikten sonra da geçiş süreleri olacağına, Türkiye AB'ye üye olmak yolunda ilerlerse yabancı sermaye ülkeye daha fazla geleceğinden korkulan göç hareketlerinin gerçekleşmeyeceğine inandırmalıyız. Kiliseleri de ihmal etmememiz telkin ediliyor. Türkiye'deki Katolik kiliselerine ilişkin Vatikan ile sorunlarımız varsa bunlar süratle çözümlenmelidir. Ayrıca Türkiye'nin AB üyeliğinin kültürler çatışmasını önlemekteki stratejik rolü vurgulanmalıdır.
Umarım ikna kampanyası çok iyi tasarlanır, sivil toplum örgütleri ile sıkı bir işbirliği çerçevesinde yürütülür, çelişkili programlar önlenir, hedefler iyi seçilir, Türk'ten Türk'e propagandaya ve israfa meydan verilmez, kampanyaya katılacaklar gerçekten AB üyeliği davasına inananlar ve etki yapabilecekler arasından seçilir.