2005 yılı rüyası

19 Ekim 1999’da bu köşedeki fantezi yazımın başlığı ’2005 yılı rüyası’idi. Rüyamda 2005 yılında yaşadığımı görüyordum ve o tarihte gazetelerde okuduklarımı naklediyordum.

Beklentilerimi yansıtan o hayali haberlerle bugünkü gerçekleşme oranlarının bir kıyaslamasını yapmanın ilginç olacağını düşündüm. 1999’da 2005 yılı için önsezilerim şunlar olmuş:

‘AB Dönem Başkanı, Türkiye ile bir yıl önce başlatılan müzakerelerin çok verimli geçtiğini, demokratikleşme sürecinde büyük ilerleme gerçekleştiren ve makro-ekonomik sorunlarını geniş ölçüde çözümlemiş olan Türkiye’nin 2008-2009 yıllarında tam üye olabileceğini kaydetti.’

Fena bir kehanet değil. Türkiye’nin performansı gerçekten öyle oldu. Müzakereler bir yıl gecikmeyle 2005’te başlayacak. Üyelik tarihi birkaç yıl sarkacak.

* * *

‘TBMM’de 60 kadın milletvekili var. Kabinedeki kadın sayısı 5...’

Yanılmışım. Kadın milletvekili ve bakan sayısı yine çok az.

‘Solu birleştiren CHP kendini toparlamış durumda. Bir dogma ve ‘primadonna’ partisi olmaktan çıktı. Son seçimde oyların yüzde 25’ini aldı. Mutedil sağı aynı çatı altında bir araya getiren ‘Demokrasi Birliği’ yüzde 44 oranında oyla tek başına iktidarda. Fazilet Partisi’nin oyları yüzde 8’e düştü..’

Yanılmanın bu kadarı olmaz. CHP eski tas eski hamam. Ne Türkiye’nin ne de dünyanın gerçekleriyle bağdaşan bir parti. Liberal olarak düşündüğüm ‘Demokrasi Birliği’ yerine AKP tek başına iktidara geldi. İlerisini bilemeyiz; fakat şimdilik gerek içeride gerek dışarıda icraatı etkileyici.

‘Başbakan (48 yaşında) yüzde 8’e kadar gerilemiş olan enflasyon oranının iki yıl içinde AB kıstaslarına göre yüzde 3’e ineceğini, tam üyelikten 3-4 yıl sonra EURO bölgesine dahil olmanın amaçlandığını ifade etti. Son iki yıl içinde Türkiye’ye gelen yabancı sermayenin 10 milyar dolar dolayında olduğunu vurguladı.’

Başbakan’ın yaşını ve enflasyon oranını aşağı yukarı tutturmuşum. Geri kalanında kendimi fazla iyimserliğe kaptırmışım.

* * *

‘Demirel ve Ecevit ‘Siyaset Müzesi’nin açılışında bir araya geldiler. Şapka ve kasket aynı vitrinde yan yana. Acı tatlı uzun bir tarihi simgeliyorlar.’

Yanlış, siyaset sahnesinden tam çekilmediler. Ecevit, daha geçenlerde, Irak’a, Amerikan ordusunun oradaki mevcudiyetine rağmen, asker göndermemiz gerektiğini söylüyordu. Hálá son derece basiretli ve gerçekçi görüşleri var!

‘Kürtçe televizyon yayınları iyi reyting almadığından azalıyor. Okullarda seçmeli ders olan Kürtçe’ye rağbet yok. Fakat Kürtçe şarkılar çok seviliyor.’

Düzenlemeler değişik oldu; fakat genel eğilim konusunda galiba fazla yanılmamışım.

‘Kıbrıs’taki yeni statü çerçevesinde cumhurbaşkanlığı, rotasyon gereği gelecek ay Türklere geçiyor. Türk işadamları Kuzey Kıbrıs’a yatırımlarını hızlandırdılar. Rumlar ekonomik dinamizmin kuzeye kaymasından ve AB üyeliğinden Türklerin daha fazla yararlanmasından kaygı duyuyorlar.’

1999’da Annan Planı ortada yoktu. 2002’de gündeme geldi. O tarihte kabul edilseydi tahminim doğru çıkacaktı. Şimdi Güney Kıbrıs’ın tek başına AB üyesi olmasının yarattığı açmazdan nasıl kurtulacağımızı kara kara düşünüyoruz.

* * *

2010 yılı için daha rüya görmedim.

İyi seneler.
Yazarın Tüm Yazıları