BÖYLE defans olur mu? Galatasaray’ın yediği gollere bir bakın.
İlkinde köşe vuruşu oluyor, kale içinden Ayhan Akman gelip çıkartıyor. Arkasından tekrar Fenerbahçe korner kullanıyor. Defans kendi alanına hala yerleşmiş değil. Ve gol geliyor. İkincisinde, Galatasaray orta sahada hücuma gidiyor, topu kaybediyor, Fenerbahçe atağa çıkıyor ama defansta kimse yok. Sarı lacivertliler ikinci golü buluyor. Üçüncü gol tam anlamıyla evlere şenlik. Roberto Carlos 35 metreden topa vuruyor. Galatasaray’ın savunmasındaki futbolcular kalecisi De Santcis’e bakarken savunmadan gelen Lugano topu ağlara gönderiyor. Galatasaray savunması "hala ne olacak?" diye sahaya bakıyor. Olmaz, olmaz... Bu defansla olmaz kardeşim.
Skibbe, Benfica maçının kadrosunu değiştirmedi. Ama sen Fenerbahçe ile oynuyorsun. Sağ kanat adeta içler acısı. Milan Baros’u oraya koyuyorsun. Bu adam Allah aşkına orada ne yapabilir ki? O kanat Fenerbahçe için otoban gibiydi. Aragones o kanadı kullandı, durdu. Gerektiğinde de oradan hız yaptı.
Kendi elleriyle verdi
Skibbe aslında hücum adamlarında değişiklik yapmayacaktı. Meira’yı defansın içine alıp, kendi kalesine bir gol atan, ilk golde de Selçuk’u kaçıran Emre Aşık’ın yerine Kewell’ı alacaktı.
Aslında Galatasaray iyi oynadığı maçı kendi elleriyle Fenerbahçe’ye teslim etti. Bir takımın iyi oynarken bu kadar hata yapmaya hakkı yok. Bir tek Ayhan bu yaşına rağmen mücadele eden, top kapan bir futbolcu idi. Galatasaray defansı yalnızca ona ayak uydursa, galip gelebilirler 9 yıllık hasrete son verebilirlerdi.
Fenerbahçe bugüne kadar sezon içinde belki de en iyi futbolunu oynadı. Hem de Alex’in yokluğuna rağmen. İyi top gezdirdiler. Futbol bir ekip oyunu. Kimse diyemez ki, o yoktu da böyle oldu. İşte dün bunun örneğini yaşadık. Arda, Portekiz’de harikaydı, Kadıköy’de silindi kaldı.
Kısaca Galatasaray yıllar sonra Kadıköy’de iyi oynamasına rağmen savunmasının hataları ile yine hüsrana uğrayan taraf oldu.