Yanıldım

DÜNYADAKİ enteresan işleri hep biz yaparız. Futbol işinde de bazı şeyleri elimize yüzümüze bulaştırırız.

Maçları yönetecek hakemler belli olduğu zaman hemen dedikodulara başlarız. Karşılaşmalar biter, yine susmayız. Hakemleri anlatırız, onların hatalarını evirir, çevirir, dillendiririz. Kim kimi yemiş, kim kimi kollamış, konuşur, dururuz. Futbol camiamız başka bir alemdir.

Dünkü mücadele öncesi de Yunus Yıldırım konuşuldu. Galatasaray ve Trabzonspor’un daha önce yönettiği maçlardaki sözde sabıkaları gündeme getirildi. Oysaki ne gerek vardı böylesine gereksiz şeylere.

Yunus Yıldırım öylesine dandik ikili mücadelelerde kendini yere bırakanlara prim tanımadı. Kendisini kutluyorum. Ama bizim futbolcularımız öylesine itiraz delisi olmuşlar ki her pozisyonda elleri, kolları havada. Ağızları çalışıyor. Hataları hakemlerde değil, kendilerinde aramalılar.

Ben Trabzonspor’un, Almanya’dan yorgun dönen Galatasaray’ı sıkıştıracağını düşündüm. Ama yanılmışım. Tam tersi oldu. Kafamda maç öncesi canlandırdığım ve beklediğim Trabzonspor sahada yoktu.

G.Saray, oyunun ilk yarısında çok diriydi. Kartopu gibi sıkıydılar. Arda eski bir gramafon gibi. Plağı takıyor ve rakibine şarkıyı dinlettiriyor. Bir futbolcunun bu kadar uzun süre sahada kalıp mücadele etmesi ve diri kalması şaşılacak şey. Tamam Arda genç ama bu kadar yoğun maç trafiğine ve yüksek tempoya dayanması takdir edilmeli. Ayhan da şarap gibi. Gün geçtikçe daha da tatlanıyor. Emre Aşık da ona benzemeye başladı. Kalitesini ve tecrübesini konuşturuyor. G.Saray için vazgeçilmez oluyor.

G.Saray kazanmalıydı

Yaser dün o kadar abuk subuk bir iş yaptı ki izahı mümkün değil. Oyuna yeni girmişsin, forma şansı bulmuşsun. Gereksiz bir hareketle her şeyi berbat ettin. Atıldın, belki de takımını galibiyetten ettin. Bülent Korkmaz, değişiklik hakkını başka yerde kullansaydı daha iyi olurdu. Serkan Kurtuluş oyuna sokulup, Sabri orta sahaya çekilebilirdi. Bir hücumcu çıkarıp, başka bir hücumcu sokmak böylesine bir maçta hem de öndeyken mantıklı gelmedi bana.

Maç G.Saray’ın hakkıydı. Trabzon seyircisinin sahaya attığı konfetiler nedeniyle oyun durunca bu soğukluğu iyi değerlendirdiler. Ancak, sonunu getiremediler. Sarı kırmızılılar yine eline geçen büyük bir fırsatı tepti. Trabzonspor’un gol atacak hali yokken, rakibine davetiye çıkardı ve kalesinde de golü gördü.

Galatasaray, herşeyini sahaya koydu. Futbolcular diriydi ve kazanma duygusunu hissettirdiler. Ancak, rakip de Trabzonspor’du. Oyunda her şeyi yapan Cimbom’du ama birer puanla yetindi. UEFA yorgunuydu ama bu bahane olmamalı. Eğer sen Galatasaray takımıysan, bu durumlara alışkın olacaksın. Maçları, seyahatleri ortaya sürmeyeceksin. Hakemlere gelince. Onlar için söylenecek tek şey var, "Çile bülbülüm, çile"...
Yazarın Tüm Yazıları