GALATASARAY'ın bir orta sahası var ki, vay vaay vaaay. Mendireği kırılmış bir gemi gibi.
Oyun boyunca doğru dürüst pas yapamayan, mücadeleden uzak, hücuma servis yapamayan, hele oyunun son bölümlerine doğru Malatyaspor'un vızır vızır gelişini izleyen bir orta saha. Fatih Terim bu tehlikeyi seziyor. Bu gidişe son vermek istiyor. Elinde olsa tüm orta sahayı değiştirecek. Ancak Pinto ile Suat'ı oyuna almakla yetiniyor. Galatasaray'da forma giyiyorsunuz, takımı yönetmek de sizlere ait ama nerdeee.
Yeşil alanda bir adam vardı, ‘‘beyin’’ vücut dilini konuşturan kişiydi. O kişinin adı Felipe'ydi. Bütün bitirici paslarda beynini, adam eksiltmekte vücut dilini konuşturdu. Üstüne üstlük Malatyaspor'da oynayan Ayman ona tutkal gibi yapışmıştı ama onun da çaresini arıyordu. Ben her yazımda bu futbolcuyu yazıyorum. Çünkü artık topla birlikte zevk veren futbolcular bir elin 5 parmağı kadar yok. Ben Avusturya'da antrenmanları izlerken bu futbolcu için Galatasaray'ın yeni Hagi'si demiştim. Hagi'nin futbolunu herkes biliyor. Bazı özellikleri birbirlerinden farklı. Felipe'nin bu maçta attığı bitirici en az 5 top var. Bunlardan ikisi golle sonuçlandı.
KULAKLAR ÇEKİLECEK
G.Saray'ın yediği ilk golde Sarr, adamı arkasına kaçırıyor. Ofsayt diye bırakıyor, ama ‘‘Atı alan Üsküdar'ı geçiyordu’’. Emre uzun zamandır oynamadığı için teke teklerde hep geride kaldı. Kaptan Bülent tek başına savaş yaptı. En tehlikeli bire birlerde geçit vermedi. Mondragon'a da bir iki laf etmek gerekir. Top fazla kaleye gelmediği zaman donup kalmanın bir anlamı yok. Devamlı hazır olmak gerekir. Kenardan gelen toplara çıkması gerekirdi, ama çıkamadı. Cihan sana da sözüm var. Gençsin, Galatasaray formasını erken aldın, mücadelelerden çabuk yılıyorsun. Kaptığın topa tekrar sahip olmak için fazla çaba sarfetmiyorsun. Geçen haftanın liderlerinden Ayhan bu kez sahada yoktu. Gereksiz topla oynaması orta alanın teslimatına neden oldu. Maçın sonlarında Galatasaray ne hücuma çıkabiliyor, ne de defansta toparlanıyordu. Şayet maç biraz daha uzasaydı Malatyaspor'un maçtan galip ayrılması işten bile değildi.
Fatih Terim 1996'da bu takımı devraldığında oyun kalıbını ilk haftalarda yerleştirememişti. Tanıdığım Fatih Terim bu beraberlikten sonra birçok kişinin kulağını çekecek.