YILLAR geçsede, durum kötü de olsa, bazı teknik adamlar bu zor günleri sever.
İşte böyle bir zamanda milli takımın en kritik andaki çağrısına ‘Evet’ diyen Fatih Terim, korkmadan, sıkılmadan Türk futbolu için bu ateşten gömleği giydi. Terim, korkak, ürkek bir insan değildir.
Hiç bir zaman da korkak insanlara tahammül etmedi. Onun beyninde her zaman ‘Cesurlar bir gün, korkaklar her gün ölür’ düşüncesi vardı. Şimdi, en kritik zamanda, yenemediğimiz Danimarka, Ukranya gibi takımlara kafa tutacak. Bu zorlu yola çıkarken, ekibini kendine benzeyen, felsefesine uygun kişilerden oluşturdu. Şimdi tüm Türkiye önümüzdeki Danimarka maçına endekslenmiş durumda.
Ama Fatih Terim bu göreve gelirken, bu maçları düşünmenin dışında, Türk futbolunu kalkındırma görevini de üstlendi. Fatih Terim’i iyi tanırım. Ekibiyle birlikte yatağını yorganını Federesyon’daki odasına attı, milli takım için gecesini gündüzüne katmış durumda.
Ekibine güveniyor
Terim, zor bir dönem olacağını biliyor ama kendisine ve ekibine çok güveniyor. Herkesin bildiği gibi Terim, bu görevi üç maçlık için değil, uzun yıllar milli takıma hizmet etmeyi düşündüğü için kabul etti. Çalıştırdığı bütün takımlarda daha üstlere çıkmak için her çabayı gösteren Fatih Terim, şimdi milli takımı finallere götürmek için mücadelesini veriyor.
Bunun için de, Türk futbolununun vizyonu yükseklere çıkarmak için kısa vadeli değil, uzun vadeli yapılanma içerisine girdi. Hiç bir zaman geçmiş zamana dönmek istemeyen Fatih Terim’i ben diyorumki ‘Hırs bastı’. Futboldan bir müddet uzak kalan Terim, boşa geçen yılların intikamını da bu görevle almak isteyecektir.
Terim’i seven de var sevmeyen de. Artık bu duyguları bir kenara bırakmanın zamanı geldi de geçti bile. Fatih Terim ve ekibi, futbolun içinden kişiler. Milli takımı tatmış, koklamış insanlar. Ve futbolun her döneminde başırılı olmuşlar. O zaman herkes kötü günleri geride bırakmalı, tek vücut olmalı.