Paylaş
Ne olursa olsun, neden yok? Real Madrid maçını düşündü Terim. Ama ya Antalya ne olacaktı? Galatasaray, Sneijder ve Selçuk’un yokluğunda Antalya kalesine nereden gidecekti? Tabii ki kenardan Amrabat ile... Önce sol kulvardan arkasına Hakan Balta’yı da takınca, daha sonra sağ taraftan emniyet şeridini kullanarak rakip kaleye gitmeye çalıştı Faslı. Ama bu pozisyonları da Burak hedefe götüremedi.
Peki beyin takımı çalıştı mı? Ne Engin, ne Emre Çolak orta sahada bu görevi yapamadı. İkisi de şaşkın bakkal gibiydiler. Engin’e bir iki lafım var:
“Tanrı sana Türk futbolunun amiral gemisinde görev vermiş. Ama sen hala olduğun yerdesin. Zaman gelince bu gemiyi çok arayacaksın ama atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacak.”
G.Saray’da dün akşam neler doğru değildi?
1) En başta kritik anlarda oyuna damgasını vuracak oyuncu yoktu.
2) Hayal gücü ve sezgiler yeterli değildi.
3) Ortak heyecanları kaybolmuştu.
4) Futbolun gereğini hayata geçirmek için çaba gösteren bir tek oyuncu yoktu.
Sir Alex Ferguson’un çok güzel bir sözünü hatırlatayım; “Bir takımda oyunu değiştirebilen özel oyunculara, sanatçılara daima bir yer vardır.”
İşte Sneijder ve Selçuk’un yokluğu bu sözün doğruluğunu da bir kez daha gösterdi.
Burak’ı artık herkes ezberledi. Önce golü kaçırır “ah, vah” der, sonra yüzünü ovuşturur ve kendi kendini yer durur. Dünkü “menüsü” altı pas içinde ıska geçmekti...
Yeni transfer Bruma ise az da oynasa “hünerli, akıcı futbolu tercih eden, gücü, hızı ve uyumu ile G.Saray’a uygun bir transfer” olarak görüldü.
MAÇIN İYİSİ
Bruma takıma çabuk adapte olacak.
MAÇIN KÖTÜSÜ
Ayağına gelen şansı yine kulla-namyan Engin.
HAKEM
Drogba’nın attığı golde vücudunun yarısı rakibinin önündeyedi.
Paylaş