ARABANIN viteslerinde herhalde bir arıza var... Özellikle birinci viteste çalışırken çart çurt ediyor! Rijkaard sağlam bir ikili ‘anahtar’ arıyor; Servet-Gökhan Zan’a karşı iki Emre... Denizlispor ilk yarıda sadece bir kez atak yapıp golü buluyorsa, “Sıkıntı vaaar” demektir.
Galatasaray vanaları açıp, her iki kanattan Keita ve Kewell suları akıttığı zaman seyrine doyum olmuyor. Hele Keita... Denizlispor’un sol kanadını resmen sulara boğdu. Her top kesişi bir hadise idi. Baros, zaman ayarlarını iyi yapsaydı, gol sayısını rahatlıkla artırabilirdi. Orta ikilide oynayan Barış ve Mustafa Sarp, hem mücadele güçlerini iyi kullandılar, hem de sahayı iyi kullandılar. Uğur Uçar yavaşa yavaş takıma oturmaya başladı. Bu kadar uzun bir ayrılıktan sonra Uğur’un başarıyla sahne alması herkesi sevindirdi. Aferin Uğur, sabrettin, şimdi ise meyvelerini yemek en tabii hakkın. Kaleci Franco’yu, yediği golden başka kimse rahatsız etmedi. Çünkü hucumu düşünmeyen bir rakip vardı. Galatasaray topu ortadan kullandığı zaman rakibin işine geliyor, o zaman alan daralıyor, oyun kurma zorlanıyor. Nitekim dün bütün ataklar kanatlardan geldi. Keita en sıkıntılı anlarda sahne alıp, Galatasaray’ı rahatlattı. Bir de her zaman olduğu gibi kaptan Arda ağırlığını koydu, sarı kırmızılı takıma nefes aldıranların başında geldi. Hakem Deniz Çoban kararlarının hepsinde haklıydı. Oyunun akışını mümkün olduğunca kesmedi. Rijaard her hafta farklı bir kadroyu sahaya sürüyor ve böylelikle futbolcularını rekabet alanına sürüklüyor. Ama herkesin, ezberlenecek bir 11 istediği de gerçek. Bakalım Rijkaard bunu ne zaman gerçekleştirecek?