Paylaş
Herkes "kurtarıcı "olarak bekliyor.
1989 yılında da futbolumuz kriz yaşadı, Halim Çorbalı'nın arkasından "atama" olarak koltuğa oturdu.
Herşey süt liman, herkes mutlu, beş kez de görevi sürdürdü. 1990 yıllarında UEFA'da göreve başladı...
Sen misin başlayan, kıskançlık diz boyu...
O zamanlar Şenes Abi'ye rastlamayan yazarlar o zamanlar ne sıkıntılı günler yaşadığını bilmezler, hayali olarak "Şenes Bey gelirse her şey güzel olur" diyorlar, evet güzel de olacak.
O yıllarda bu görevleri yapmayan daha genç spor yazarları Şenes Abi'nini neler çektiğini bilmezler...
Fenerbahçeli olduğu için önce kendisini buradan vurdular, daha sonra medya müdürleri, yazarları "Şenes Abimiz dediler" sonra abi demekten vazgeçtiler.
Yerden yere vurdular hem de öyle sert ki... Olumsuz sözlerin sonu gelmedi.
Sabırtaşı idi Şenes Abi...
O yıllarda bir gün Bursa Çelik Peras terasında sohbet ettiğimizde, " İlhan kardeşim neyi doğru yapsam yanlış. Zaten Fenerbahçeliyim tabiki bizi mi düşünecek diye sözler meşale gibi yakıyor. Basın önceleri güzel davrandı. Hiç yokken ise ters sözler söyledi.
Şenes Abi bu kararı alıp UEFA'da adım adım yükseldiğinde, söylenen o tarifsiz sözler gitmiş; " Ohhh Şenes Abi gibi insan olur mu? Sonra da telefonla, "Şenes Abi ne olur bizim dükkana da gel sizi özledik, her sözün doğruymuş senin gibi bir başka başkan gelmedi" dediler. Yani tam bir yalakalık, tarifi yok.
Devamı var... Şenes Abi UEFA'da 1.Asbaşkanı olunca karşılamalar, iletişimler aldı başını gitti.
Şenes Abi bunları bildiği için geçmişe sünger çekip insanları olduğu gibi kabul etti.
Bu zamanın yaşamı;
"İNSANOĞLU KİMSE BİLMEZ KENDİNİ, KİME İYİLİK ETSEN ONDAN SAKIN KENDİNİ"
Kaos içinde olan futbolumuzu geçiş formülü olarak duşünüp görev alırsa ne olur? Şenes Abi'yi üzmeyelim, çünkü başka Erzik'ler doğmuyor...
Paylaş