Paylaş
Ankaragücü ve Manisaspor düştü bile. Ligin 12.nci haftasında puan durumunda 3'üncü sırada yer alan Manisaspor, ilki arabayı kullanan şöför'ün yanlış yola sapması, ikincisinde ufak bir kaza yapması, üçüncüsü ise vitesleri karıştırması, son kullanan da lastikleri patlatınca bir yıllığına bakıma girdi...
Samsunspor'un da Minasaspor'dan farkı yok. O da aynı hataları yaptı, şimdilik matematiksel olarak beklemede. Büyükler de en şanslısı Fenerbahçe üç puan aldı diğerleri ise birer puanla yetindiler. Geçtiğimiz hafta futbola renk katanlar, katmayanlar kimler oldu...
Zakora (Trabzonspor): Takımın sigortası idi, hem takımın birinci bölgesinde. hemde ikinci bölgede balans ayarı yaptı. Hiç de oyundan kopmadı, Galatasaray'ın orta alanında oyun kurmak isteyen oyunculara dur dedi.
Alex ( F. bahçe): Kendisinin oynadığı futbol ortada, ya yanında oynayanlar uyuyor mu? Alex sahneye çıkmasa takımın gol atacak kimsesi var, ama yok. Bir insan her zaman ağır yük taşırsa çöker, o da zamanla böyle oluyor.
Melo (G. saray ): Oyunun ilk bölümünde defansın önünde oynadı yalnız rakibi kontröl etmek ve oyun kurmak istedi. Ancak daha sonra Fatih Terim Selçuk arkaya , Melo öne talimatı , Melo'yu hareketlendirdi. Trabzonspor bundan sonra da şaşkına döndüyse bu eser de Melo'nun du.
Erman (Sivas): Sivas'ın ağırlığı çeken oyuncu. Hem oyun kur, hem gol at, hem hucumda, hemde defans arasında mekik gibi gidip geliyor banamısın demiyor. Bu sezon Sivas'ın en büyük silahı oldu.
Mehmet Eren (Antalyaspor): Takımına en kritik zamanda attığı ve attırdığı gollerle Antalya'ya altın gibi 3 puan aldırdı. Diken üstünden çekip aldı , son oynayacağı iki maç içinde nefes aldıran kişi oldu.
Dany (G. Antepspor): Eskişehirspor önünde galip geldiyse tek mimarı, defansın merkezinde olan Dany idi. Başlarda Eskişehirspor'un gol olacak vuruşunu kale içersinden çıkarmasa takım sahadan belkide galibiyetle ayrılamazdı.
Bülent Korkmaz (Karabükspor): Önceleri Karabük halkının yüzleri asıktı, zaman Bülent Korkmaz'a ilaç oldu. Herkesin düşecek diye bekledikleri takımını aslanlar gibi kuyudan çıkaran teknik adam oldu.
Fernandes(Beşiktaş): Beşiktaş'ta izlenecek bir tek kişi var o da Fernandes: Adam her zaman yüksek vitesle oynuyor bana mısın demiyor. Gollerde o, korner atışında gerilerden gelip kullanan o, Mücadele , top kopmalarda o. Kişiğe bu kadar yük binerse ne olur, ona bir şey olmuyor, daha fazla da hızlanıyor. Her takım böyle futbolcu 'bende olsa ne olurdu' diyor.
Hikmet Karaman(G.Antepspor): Bir başka teknik patron da Hikmet Karaman, iyi bir ekip olan Antep'in aşağa doğru düşmesi, o da arka arkaya teknik adam değişikliği yaptı, ama en sonunda Hikmet hoca oyuncularına aşı yapmasını bildi.
Renksizler:
Culio (Orduspor): Gençlerbirliği karşısında yüremek istemeyen bir yapıdaydı. Kullandığı bir tek serbet atış dışında hiç bir ortası yerini bulmadı. Bunun dışında maç sonrasında terli terli oyun hakkında konuşacağına 'haftaya Galatasara'a karşı oynamak istemiyorum' demeci ile ayrı bir futbolcu profili çizdi.
Bruno(Orduspor): Bank Asya'da Orduspor gol kralı idi, ancak süper ligde henüz bir hareketi yok. Halkında sevdiği bu oyuncu yeterli değil, Gençlerbirliği karşısında kaleye bir kez gitmeyen oyuncu kendi rengi var, renksiz kaldı.
Stoch (F.Bahçe) :Geçtiğimiz haftalarda attığı goller, oynadığı futbolla gözlerimizi kamaştıran Stoch, iki maçtır fren yapmış, tamam her zaman aynı oyunu sergilemek zor ama, işin bu ise devamlılık gerek, bunu herkesin görme hakkı da var.
Baroni(F. Bahçe): Ön libero oynuyor, kendisine bir daire çiziyor. İşi de defansla top alışverişi, daha sonra yanında oynayana al gülüm ver gülüm topları, sonra bir bakıyorsunuz topla en fazla oynayan oyuncu seçiliyor. Bir mücadele et, sahanın enini boyunu biraz gez, kim ne yapıyor diye merak et. Olmaz ,o da bana ait olan daire benim diyor.
Mehmet Yıldız (Karabükspor): Önceleri alev gibi parladı, sonraları da sönmeye başladı . Son haftalarda Karabükspor'un galibiyetlerinde rol alamayan kişi.
Baros(G. Saray): Elmander sonra forma giyen Baros renksiz kaldı. Yanında oynayan Necati ile ile hiç mi hiç anlaşamıyor. Artık silik kaldığı gözle aşikar.
Paylaş