Renk uyumu

- Aaa bu takımda kim gol atacak?

Ama Fatih Terim bugüne kadar uygulamak istediği futbol kalıbında değişiklik yapmıştı. İleride tek başına gördüğümüz bir futbolcu vardı, Halil Altıntop. Bu futbolcu tam bir santrfor. Top saklamasını, hücumda rakiple mücadele etmesini biliyor, ileri atılan toplarda patlama gücünü iyi kullanıyordu.

Ve Halil’in hemen arkasında iki ‘tetikçi’ daha vardı; Yıldıray ve Tümer. Yıldıray, savunmadan gelen topları olumlu kullandı, oyunu mükemmel kurdu. İkinci tetikçi Tümer ise Halil’in arkasında bir yandan oyunu yönlendirdi, diğer yandan sarkan topları şuta çevirdi. İki topu da direkten döndü.

Milli Takım’da dün gözlemlediğim en önemli özellik şut yüzdesinin fazlalığıydı. Uzun zamandır sakat olan Nihat, bildiğimiz Nihat değildi.

Hamit de sağ kanatta, hem hücuma katkısı, hem de defans anlayışıyla mükemmeldi. Defansı yöneten Alpay da rakibin hücumlarında ve kırmızı beyazlılar hücuma kalktığında yönetmenlik yaptı.

Güzel futbol

Milli Takım orta sahayı Selçuk ve Hüseyin’le parsellerken çok rahattı. Fatih Terim’in kısa zaman dilimi içinde oturttuğu, uzun topla oynama yerine topu kendinde tutma anlayışı ve hatlar arasındaki bağlantı millilerin oyununu daha keyifli hale getirmiş. Terim, topa hükmetmeyi öğretmiş öğrencilerine. Kaleci Volkan artık kendinden emin. O kadar emin ki, topu ayağıyla oyuna sokarken bile bunu hissedebiliyorsunuz.

Almanya karşısında Milli Takım’ın oyun kalıbını beğendim, zevk aldım. Ama şu gerçeği unutmayalım, Arnavutluk ile yapacağımız maç hiç de kolay olmayacak. Psikoloji gibi, stres gibi yan faktörleri de hesaplamamız gerekecek o maçta.

Alman Milli Takımı’na gelince, ikinci bölümün ortasında biraz hareketlendiklerini gördüm, başka da bir şey görmedim.

U-17 takımında oynayıp kendini gösteren Nuri’yi, Fatih Terim son bölümde oyuna aldı. Ve o Nuri kendini öyle bir gösterdi ki, golü atıverdi. Ve artık Türk Milli Takımı’nın bir parçası oldu.