BİRİ sahada basmadık yer bırakmayan oyunculardan kurulu, diğerinde ise ‘Ben nasıl olsa işi bitiririm’ diye düşünenler çoğunlukta. Kısacası iki farklı düşüncenin sahaya sürdüğü iki farklı takım.
Gençlerbirliği, dün ilk 15 dakika içinde Galatasaray’ı abluka altına aldı. Galatasaray, neye uğradığını şaşırdı. ‘Yürüyerek de olsa ben yenerim’ havası sarı kırmızılı takıma pahalıya mal oldu. Bir haftadır, Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olur diye bağırıp duruyoruz. Demek ki bizi ne duyan var ne de uyarılarımızı dikkate alan. Aynı tas aynı hamam.
Koca oyun boyunca sahada bir Galatasaraylı futbolcu aradım. Belki şu iyi iş yaptı diye. Ama sahada böyle bir futbolcu bulamadım. Orta sahanı güçlendirmezsen, her zaman rakibine teslim olursun. Sen İliç’i ileriye sürüp, Cihan’ı sağ kanada alıp, Saidou’yu tek başına orta sahada bırakırsan olacağı budur.
Gençlerbirliği, kalabalık orta saha ile Galatasaray’ı çözdü. Ayman, Kerem ve Mehmet Çakır üçlüsü, Galatasaray sahasında cirit attı, ama savunmada bu üçlüye dur diyen çıkmadı. Mehmet Çakır, denen oyuncuyu top seviyor. Nerede olsa meşin yuvarlak önüne düşüyor. O da yapacağını yapıyor. Ama bir türlü neticeye gidemiyor.
Kendilerini yendiler
Gençlerbirliği maçın başından itibaren kazanırım havasındaydı. Ve kazandı. Galatasaray ne yaptı. Oyun bitti bitiyor. Ne bir verkaç yaptı ne de bir kanat hücumu. Sahada ne bir pas alışverişi ne de adam kaçırma vardı. Galatasaray sürekli şişirme topla saldırdı. 4’lü forvete döndü. Ama hiçbiri işe yaramadı. Galatasaray aslında kendini yendi. Oyun kalıplarının dışında futbol oynarsan kendini yenersin.
Gerets ve oyuncuları sahada futbol felsefesi adına hiçbirşey yapmadı. Belirli kalıp içinde kaldı. Tomas ve Song topları yerinde kesemedi. Kesemeyince de geri geri kaçtılar. Kaçtıkça da saçmaladılar. Ankara ekibi biraz daha şanslı olsaydı skor daha farklı olurdu. Koca Galatasaray takımının seyircisini heyecanlandırıp ‘ah’ dedirtecek bir şutu yok. Olmazsa o zamanda neticede olmaz.
Artık Galatasaray yönetimi olsun, teknik adamı olsun yeni bir düşünce içine girmeleri gerekir. Bu düşüncede alt yapıdan gelecek için oyuncular yetiştirmek. İşte Gençlerbirliği bunu yapmış. Hep alt yapıdan oyuncular yetiştiriyor. Bu çocukların ne farkı var İliç’ten ve Heinz’dan. Kısacası Galatasaray bu düşüşün sinyallerini daha önce vermişti. Bunu biz gördük ama göremeyenler düşünsün.