SEN Etiler’de kebap yiyorsun, takım arkadaşların simit. Bir elin yağda bir elin balda. Yaşadığın hayat tam bir Dolce Vita (Tatlı Hayat). Paranın kralını alıyorsun. O zaman Cassio Lincoln, topun kralını da sen oynayacaksın sahada.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un tamamını toplasanız bir Lincoln’ün maliyeti etmiyor. Bu yönetim sana niye yığınla para verdi? Takımı yönet, diye. Ama adam daha 25. dakikada çıtkırıldım gibi sahadan çıkıyor. Peki, 25 dakika sahada ne yapıyor? Koca bir sıfır.
Neredesin sen.. Kiminlesin sen, Sayın Lincoln?
10 numara Lincoln bir yana, Galatasaray’ın haftalardır en önemli derdi Hakan Şükür? Günlerdir "Hakan bunu yaptı, Hakan şunu yaptı, Adnan Polat şöyle yanıt verdi..." Başka hiçbir gündem yok koca Galatasaray Kulübü’nde? Hem de takım iyi giderken ve liderken, ortada fol yok yumurta yok, takımı boş yere karıştır ve gereksiz yere haini ara. Oldu mu şimdi.
Hakan Balta, iyi futbolcusun, top oynamayı da biliyorsun ama ağır aksaksın. Adam seni üç metre geçiyor, ortada yoksun. Peki Arda sen neredesin?
Bahane aramayın
Sakın, İstanbul Büyükşehir Belediyespor beraberliği için bahane aramayın. "Takım yorgun, Atina’dan yeni geldi" falan demeyin. Dünya bunu yapıyor.
Sayın Kalli, senin elinde bir orkestra var. İstediğini kullanabilirsin. Yorgunu oynatmayıp, canlıyı oynatabilirsin. Madem burası Galatasaray, hiçbir oyuncunun yok farkı. Hepsi aynı sazı çalıyorlar. Yani kaliteli adamlar.
Demek ki Kalli, Avcı’nın tuzağına düşüyor. Yani ava giderken avlanıyor. Sen, "Kazanırım nasıl olsa" diye düşünürken, Abdullah Avcı senin Ali Sami Yen’de iki puanını çalıyor.
Hem de Cassio Lincoln’un yarı fiyatı değerindeki bir takımla.
Yapma artık Hasan. Bu takıma zarar veriyorsun. Artık olgun bir adam olmalısın. Niye isyan ediyorsun... Hakem, penaltıyı verir vermez; sarı kartın var, son 15 dakika... Senden başka kahraman yok mu bu takımda? Senin hırsını herkes biliyor ama artık frene bas.