G.SARAY'da kadroya girmek istiyorsan, futbolun kitabındaki bazı vecibeleri yerine getirmek zorundasın. Nedir bunlar?
Pres yapmak, hatlar arasındaki bağlantıyı koparmamak, topa daha fazla sahip olmak, topu kazanmadan önce düşünce zenginliğini geliştirmek ve fırsat bulduğun her an şut atmak.
Galatasaray'ın ilk bölümde sahaya sürdüğü kadroda bazı futbolcuların kitapta yazan bu kuralları sahaya yansıtmadığını gördük. Ayhan'ın fizik gücü çok iyi, ancak kazandığı topları gerekli yerlere gerekli zamanda gönderemedi. Serkan ve Ümit Karan, hücum alanlarında şut atma özelliğinden hayli uzaktı. Duro, oynadığı yerin acemiliğini çeker gibiydi. Kademe ve yardımlaş yönünden zayıftı. Murat, alışık olmadığı defansın solunda, iyi kademe yapamadı, hatlar arasındaki bağlantının kopmasına neden oldu. Kısacası Galatasaray, oynamak istediği oyun kalıbından oldukça uzaktı.
JAWS GİBİ SALDIRDILAR
İkinci bölümde sahne alan kaliteli futbolcular adeta bir Jaws gibi rakibe saldırıp pres yapmaları ve bunun sonucunda topla daha fazla oynayıp, pozisyon üretmeleri, güzel bir manzara olarak ortaya çıkıyordu. Felipe adeta yürür gibi adam geçip nefis paslar atıyor, Berkant rakip defansı yoruyor, Cihan da oldukça faydalı işler yapıyordu. Ergün'ün Galatasaray'a ne kadar gerekli olduğunu bu bölümde ortaya koyduğu futbolla bir kez daha gördük. Denenmek için gelen Eloi hiçbir varlık gösteremedi. Kısa bir süre oynayan bu futbolcunun Galatasaray'da forma giyecek kapasitede olmadığını gördük. Galatasaray yenildi ama, ikinci bölümde oynadığı oyunla gelecekte daha güzel şeyler yapacağının sinyallerini verdi.