İYİ bir futbolcunun özellikleri şöyledir: Pozisyon algılama, bireysel yetenek, yaratıcı güç ve kolektif oyunda baş mimar. Şöhret olduğu günden bu yana bu felsefenin dışına çıkmayan, yalnız yaptığı işin bilincinde olan, devamlılık sağlayan futbolcu kim? Tabii ki, Hakan Şükür.
Bu kadar uzun zamandır, bu kalıp içinde olan futbolcu az görülür. Kral, dün de oyunun baş mimarıydı. Gollerde onun payı vardı.
Oyunun başlarında Ankaraspor kendi alanını kalabalık tuttu. G.Saray kaleye gitmek için boş kanallar aradı, zorlandı. Bu zamana kadar duran topları değerlendiremeyen G.Saray, Ergün’ün ustalığı ile sonuca gitti.
Ayhan solda, Aydın sağda zaman zaman hem oyunu genişlettiler, hem daralttılar. Volkan mücadeleci kişiliği, İliç de verkaçlarla sahayı parsellediler.
Geçmişle yaşanmaz
G.Saray, 4-0’lık F.Bahçe yenilgisinden sonra ekip olarak "hayat devam ediyor, geçmişle yaşanmaz, bu maçı alalım" düşüncesiydi. Sarı kırmızılılar, Fener’in alacağı bir mağlubiyet karşısında tekrar liderlik koltuğuna oturma düşüncesindeydi. Kolay değil, bu bir yarışma. Kazanmak arzusu her zaman ön plandadır. G.Saray da bu felsefeyle hareket etti. Bir yanda kulaklar Avni Aker’de, vücudun diğer kısımları ise Ali Sami Yen’deydi.
G.Saray işi erken bitirdi. Gelecek haberleri bekledi. Futbolun da güzelliği buydu.
Çünkü bir sezon boyu zorluklar içinde olan teknik heyet ve asistanları zor günler yaşamıştı. "Şampiyonluk gelirse de kötü olmaz" dediler. G.Saray iyi mücadele etti, tebrik etmek lazım.
Fenerbahçe’nin en keskin virajı Trabzon’du. Sarı lacivertliler, o virajı da kazasız atlattı. Hem Fener, hem de G.Saray için bu karşılaşma "olmak ya da olmamak" maçıydı. Fenerbahçe, zoru başardı ve son 180 dakikaya büyük bir avantajlı girdi. Sarı lacivertlilerin şampiyonluğu bırakması için bir mucize gerekiyor.