Milli piyango

HAGİ ürkek futbola karşı bir insan. Bu, futbolculuk döneminde de böyleydi, teknik adamlıkta da...

Oyunu rakip sahaya yıkıp, karşı tarafın manevra yapmasını önlemek istedi. Takımını ‘yarım ay’ diye tabir ettiğimiz bir düzenle oynatıp, Kayserispor’u hataya zorladı.

G.Saray, Milli Piyango biletini transfer ayında çekti. Ve büyük ikramiyeyi, de o zaman kazandı. Yani, Song ile Tomas’ı. Takımın anahtarı defansın göbeğidir. Oyun çıkışı buradan başlar. Song ve Tomas da bu çıkışları yapan nefis ikiliydi. Bunun yanında defansın kademesini yapan, ‘pistonlarını’ çalıştıran kişilerdi. Ve bu ikili, orta alana tesir edip Ergün ile Saidou’nun top kullanımını rahatlattı.

Hakan Şükür’ün şarkısı

Hakan Şükür’
ü çok iyi tanıyan bir kişiyim. Bunca yıl Milli Takım’da başarılara imza attı. Bana kimse maval anlatmasın, kafası hala Milli Takım’daydı. Sanki, ‘Ben seni ellerin olsun diye mi sevdim?’ diye başlayan şarkıyı söylüyordu. Taraftar arkasındaydı, takım arkadaşları da. Öyle ki, adaşı Hakan Ünsal altıpasa kadar girdi, vurması gerekirken ikramda bulundu ama top onunla buluşmadı. Hakan’ın bu durgunluğu üzerinden atması lazım. Biraz zamana ihtiyacı var o kadar.

G.Saray, 100. yıla girerken kendisine yakışan bir futbol oynadı. Hiçbir futbolcu hata yapmadı. Gollere de doymadı. Fizik güçleri o kadar mükemmel ki, oyunun sonlarına doğru bile olsa, hep kazanma duygusu içindeydiler. Her futbolcu her istediğini yapabiliyordu. Hasan istediği enerjiyi sarfedebiliyor, Baliç kanattan ilk bölümde darbe indiriyordu. Hasan Ünsal ve Cihan da defans kademesinde Song ve Tomas’la birlikte iyi oynuyordu. Topu istediği yöne çeviriyor, istedikleri gibi de hükmediyorlardı. Necati ise fırsatçılığını yine konuşturuyor ve golleri atıyordu. Yani G.Saray dün oynadığı bu futbolla herkesi memnun etti.

G.Saray’da, 100. yılda herkes inançlı, ‘biz hedefe varacağız’ diyor. Bu hedefin de kaybolacağını sanmıyorum. Çünkü futbol adına her şey vardı.
Yazarın Tüm Yazıları