TAM 7 yıl oldu. Aramızdan ayrıldı. Ne çabuk geçti. Maçtan önce Cebeci Asri Mezarlığı’na gittim. Mezarda çicekler gördüm. Yanaştım, biraz su döktüm, ‘Merhaba Yavuz abi’ dedim. O da sanki ‘G.Saray’ın durumu ne?’ der gibi geldi bana.
‘İşler hiç de iyi gitmiyor’ diye yanıt verdim. ‘Her tarafta sorun var. Nerde o günler. Senin izlediğin bir Hakan Şükür bir de Ergün Penbe kaldı takımda. Parlak günler de geride kaldı’
Ve ‘Mekanın cennet olsun’ diyerek ayrıldım Yavuz Gökmen’den.
Maçı anlatmaya hakemden başlayayım. Öyle bir hakem ki aman aman... Bir penaltı verdi ki komik. Jaba aut çizgisine kadar koşuyor, dengesini kaybediyor, düşüyor, penaltı. Ben tribünden görüyorum kendi kendine düştüğünü, hakem sahada göremiyor. Sadece penaltı mı? Elbette hayır, pek çok kararı tartışmalıydı.
Sadece Tomas ve Ramazan’a gösterdiği kartlarda haklıydı. Yardımcısı Şahan Yılmaz da ona zaman zaman uydu. O da bayrak kaldırırken kararsızdı.
Neyse..
SABRİ İYİYDİ
Bir futbolcu, ‘Ben Joker değilim’ diyerek itiraz ediyorsa, bu sözler o futbolcunun kendine güvenini gösterir. İşte Ümit Karan dün hırslıydı, o hırsla golünü de attı. Haklı olduğunu da gösterdi.
İlk golün başlangıcını yapan Sabri bana göre G.Saray’ın en iyileri arasındaydı. Hem orta sahaya gelip oyunu daralttı, hem kanata geçip hücumu başlattı. Onun dışında bir kenardan bir kenara sahanın her parselinde kramponunun izi vardı.
Ayhan da kanat yerine orta sahaya girip oyunu daralttı. G.Saray iyi ki ilk golü yedi. Kamçılandı ve oyuna asıldı. Aslında Gerets, Tomas’ı oyundan alacaktı. Tomas tam oyundan alınacakken, hakeme yaptığı hareketten dolayı işi berbat etti. Zaten Tomas birkaç haftadır kötü. Ersen Martin’le sadece Song mücadele etti. Tomas hep geri planda kaldı.
Fenerbahçe’nin puan kaybetmesi, Galatasaray’ı kamçıladı. Aman arayı kapatalım diyerek hem endişeli, hem de kafasındaki acabalarla sahaya çıktı. Önceleri bocaladı sonra da sevindi. G.Saray futbol adına hiçbir şey yapmadı. Saman alevi gibi golleri attı, maçı aldı.