İYİ takım için en yararlı futbolcular, her hafta istikrarı yakalayan futbolculardır. Teknik direktörler bu tür oyuncuları her zaman kadrosunda görmek ister. İşte Tomas.
Hem yazılarımda, hem televizyonlarda konuşurken, iki-üç hafta ‘Tomas’ dedim. O, G.Saray’ın can damarı.
‘Tomas’ diyorum, ama Mondi’yi de yabana atmamak lazım. Mondragon da en kritik anlarda sahnedeydi. Tomas ve Mondragon’un yanı sıra Song, Orhan ve Cihan da bu organizasyonun içindeydi.
Sabri, geçen hafta olduğu gibi, dün de arzulu, istekli bir şekilde savaşını devam ettirdi. Volkan, tek başına orta sahada takımını yönlendiren kişiydi. Kıran kırana verdiği mücadele dışında, kanatlara ve forvete attığı toplarla dikkati çekti.
Haftalardır G.Saray’ın hücum mangasında görev alan Hakan Şükür ve Necati, dün susmadılar, konuştular. Aslında az konuştular. Daha fazla konuşabilirlerdi. Çünkü, ikinci bölümde G.Birliği, ‘gol atayım’ diye açılınca, çok pozisyon buldular ama telaşa kapıldılar.
Doğru tercihler
Hagi, oyuncu değişimi yaparken, haklıydı. Hakan Şükür’ü oyundan alırken, G.Birliği defansının ileri çıkıp, boşalttığı alana, çabuk bir adam olan Hasan’ı koydu. Hakan Şükür’ün oyundan çıkarken pazubandını yere bırakması, onun hala pek çok sorunu kafasından atamadığını gösteriyor.
Hagi, geçen haftaki A.Gücü maçındaki gibi bu kez de işi garantiye almak istedi. Defansa iki tane daha adam alıp, Cihan’ın yerine Bülent’i, orta sahada varlığı, yokluğu belli olmayan Conceiçao’nun yerine de Petre’yi aldı. Bu düşüncesinde de haklıydı.