KRAL, ne zaman, nerede ve ne yapacağını bilen, kritik anları değerlendiren futbolcudur. İşte Hakan.. Nerede duracağını bildi ve en kritik anlarda golleri attı.
Kral, sadece bu maçı kurtarmadı, bu maçta kaybedilen puanların neden olabileceği muhtemel ‘yıkımın’ önüne de set çekti. Kelimenin tam anlamıyla G.Saray’ı ipten aldı.
G.Saray futbol mu oynadı, kesinlikle hayır. İlk yarıda G.Saray’ın sağ kanadı hiç oyunda yoktu. Ve işin kötüsü o kanadı toparlayacak, oyuncu da yoktu. Sol kanatta Heinz var, ama inanın o da yok.
Gerets baktı ki kanatlar işlemiyor, oyun planını Hakan Şükür, Ümit Karan, Necati üçlüsüyle ‘ortadan gidip işi bitirelim’ diye değiştirdi. Ama bu planında çok tuttuğu söylenemez. Ümit Karan’da garip bir şeyler var. Her pozisyona itiraz ediyor.. Bu itirazlar aslında kendisine zarar veriyor. Necati, Hakan ile Ümit’in arkasında mı oynuyor, yoksa başka bir yerde mi belli değil.
Mondi kurtardı
Orta alanda Saidou’nun partneri Cihan’dı. Cihan da uzun zaman sakat olduğu için orta sahayı kaldıramadı. Yine bütün yük Saidou’nun üzerine kaldı. Mondragon uzun bir mesafeden geldi. Kolay değil, 3-4 saatlik bir uykudan sonra sahaya çıktı. Kritik anların adamıydı. G.Saray’ı kurtaran biraz da Mondragon’du.
G.Saray bu senenin en hızlı golünü yedi. Gol atıyorsun, 30 saniye sonra gol yiyorsun. Rakip, kaleci ile karşı karşıya kalana kadar, onu ne gören var, ne de takip eden. Bu kadar çabuk gol yenmesine hayret. Bu da şunu gösteriyor G.Saray’da. Bazı bölgelerde sarsıntı yaşanıyor.
Erciyes’i dünkü futbolundan dolayı tebrik ederim. Serge Die bir oyuncuları var orta sahada arı gibi çalışıyor. Tek kelime ile maaşallah. Aslında Erciyes 3 puanda kazanabilirdi. Son dakikada Burak’la yüzde yüzlük bir pozisyon kaçırdılar. O atak döndü kendi kalelerinde gol oldu.
Ama futbolun cilvesi bu. Oyun bitmeden kimin güleceği, kimin ağlayacağı belli olmuyor. G.Saray zorlu bir deplasmandan 3 puan daha aldı. Ama futbolu hiç tatmin etmedi. İliç 20 dakika oynadı, sadece 2 top kullandı. Bu futbolcu belli ki gitmek istiyor. Bence bir an önce gönderin.