SUAT Sayın’ın bir bestesi var, "Yollar uzak gelemedim, gidemedim. Muradıma eremedim" İşte Milli Takımımız’ın hali bu şarkı sözlerine benziyordu. Yunanistan takımı pozisyonları kaçıran, golleri bulmak için hücuma katılan takımdı.
Onlar kaçırdıkça, "ah ile vah" ile şarkı söyleyip ağıt yakan taraf ise bizdik.
Oyun kurgumuz sıfır. Ne kanatları kullandık, ne verkaç yaptık, ne de rakip defansı azaltmaya gittik. Sıfıra sıfıra elde var sıfır. Uzun toplarla hedefe gitmek istedik.
Bir Allah’ın kulu da çıkıp, "Nereye gidiyorsun be kardeşim?" diye sormadı. Rakip defansını dörtlü kurmuş. Selvi boylu bir savunma yapmış. Sen hala kafa toplarıyla oynamaya çalışıyorsun. Fatih Terim sen de buna "dur" demiyorsun. Benim takımım kısa boylu. Hiç mi oyunu okuyamıyorsun?
Ama zamanı gelince de bülbül gibi oluyorsun. Teknik adamın işi nedir biliyor musunuz. Rakibi ezberlemektir. Pozisyon zenginliği onlarda, gidiyor, geliyorlar. Sen 1-2 pozisyona girmek için çabalıyorsun. Elde var yine sıfır. Rakibi açmak için hiçbir düşünce yok. Zaten takıma baktığınız zaman onu yapacak malzeme de yok. Bizim futbolcuları tek başına sayarsanız hepsi bir ilah.
Ham meyveler
Daha da önemlisi, haddimizi bilmeyen bir takım olduk. Dualarla bir yere kadar geldik. İnşallah, maşallah dedik. Kimi "Ben buranın imparatoruyum" dedi. "Vatan, millet" dedi. Bir çiftliktir gitti. Çiftlikte yiyen yedi. Böyle güzel bir yer zaten bulunamazdı. Herkesi gökyüzüne çıkardık. Çünkü ülkemizde şöhret olmanın yolu o kadar kolay ki. Futbolcu bir yaz içinde şöhret oluyor. Parayı da kazanıyor. Sonra ağladığı günleri unutuyorlar. Ben olgun bir meyve oldum diyorlar.
Aslında kabahat onlarda değil. Tek suçlu biziz. Olmayan meyveyi büyütüyoruz. Ağaçta kalmayı bilmiyorlar, hemen düşüyorlar. Bu da neden, altyapı eğitimlerinin olmamasından. Futbolda kazanılan büyük paraların, hem teknik adam, hem futbolcuların şımarıklığı bundan ileri geliyor.
Şöhreti hazmedemeyenlerin de durumları belli. Böyle bir grupta, zayıf rakiplerin karşısında hepsini büyüttük. Küçültmeye gelince de bize kızdılar. İşte halimiz.
Büyüklüğün, şımarıklığın, bunu sanat haline getirenlerin durumu bu.