G.SARAYLI futbolcularda öyle bir inanç vardı ki, adeta herkese "Ben buraya kadar geldim. Bu işi başaracağım" mesajı veriyorlardı.
G.Saray’da dün akşam inanç vardı, arzu vardı, istek vardı ve en önemlisi sevgi vardı. Öyle ki, kalecisinden malzemecisine kadar hepsi bir yumak olmuşlar.
Öncelikle sağ kanatta oynayan Song, gizli gizli sol taraftan hareket eden Musa Aydın’ı defalarca kaçırdı. O anda gol sinyalleri geliyordu. Emre ve Servet kademeli değil de, açık mesafeli oynayınca kontratağa kalkan Sivasspor, golle tanıştı. Ama G.Saray, "Olur böyle şeyler" dedi. Başta kaptan Ayhan hırsıyla, mücadelesiyle arkadaşlarını yönetmesiyle hedefe ulaşma arzularını ortaya resmen koydu. Sabri, sağ kanatta oynarken, zaman zaman Song’un yalnız kaldığını unuttu, ama orta sahada bir dinamo gibi çalıştı. Zaman geldi, nefis bir vuruş yaptı, zaman geldi karavana attı.
Dün benim en beğendiğim oyuncu Hakan Balta idi. Belki sahada yaptıkları fazla dikkat çekmiyor, ama adamın pasları hiç ıskalamıyor. Hep adrese teslim. Hele ki Ayhan’a attığı bir pas var ki, şapka çıkarılır. Zaten G.Saray’ın sol kanadı iki golün de yaratıcısı oldu.
Şampiyonluğun habercisi
Bülent Uygun, takımı öndeyken tehlikeyi sezmiş, savunmayı habire bağırıp çağıırarak uyarıyordu. Ancak Sivas defansı öyle dağınıktı ki, ne söylese toparlayamazdı. Servet ile Mehmet Yıldız’ın çekişmesi de tatlı sertti. Mehmet’i maçtan önce izledim. Adeta ısınayım mı yoksa ısınmayayım mı düşüncesi içindeydi. Kısa zamanda gelen şöhret herhalde başını döndürdü Mehmet’in. Nonda, hakikaten rakip takım için tam bir baş belası. Sivas defansını dağıtan bana göre Nonda idi. Bir oraya, bir buraya gidip onları şaşırtıp durdu. Bence son yıllarda G.Saray’ın yaptığı en iyi transfer Nonda.
Üç golün sahibi Arda, Abdurrahman ile kısa alanda mücadele etti. Baktı olmuyor, özgür ve bitirici düşünce zenginliğine sahip olduğu için kendini kaybettirdi. Ve kendini altı pas içinde bulunca da G.Saray’ın sanki şampiyonluğunun habercisi oldu.